Üstün kılan, izzet ve şeref veren, ağırlayan…
Allah (C.C.), istediği kuluna izzet verir; o kul, haysiyet ve vakâr sahibi olur.. yalancılığa ve samimiyetsizliğe tenezzül etmez.. evet, o da bir insandır; yemek, içmek, hayatın her türlü zevklerinden faydalanmak ister; fakat onları, hep doğru ve meşru yollardan temin etmeye çalışır. Çünkü Allah (C.C.), insanların arzu ettikleri zevklerin hepsi için kendi rızâsı ve müsaadesi içinde yollar göstermiştir. Kul, o yollardan başka türlüsüne ölür de yine gitmez.. Çünkü; izzet-i nefsi buna mânidir…
Bu noktada, “izzet” ve “kibir” kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir.. İzzet; bir insanın kendi haysiyetini tanıması ve onu fâni nimetler için Allah’ın râzı olmayacağı yollara saparak hakarete düşürmeyip kıymetli tutmasıdır.. Kibir ise; insanın kendisini bilmemesi ve onu hakiki mevkiinin üstünde tutmasıdır..
İzzet; Allah’ın verdiği bir şeref, bir irfandır. Fakat kibir; bir maskaralık olduğundan Müslümanlar için haramdır. Neden maskaralık dedik? Çünkü; azıcık fikir sahibi olan bir insan; yerin/göğün büyüklüğünü düşününce, üzerinde barındığımız koca dünyanın âlem içinde bir zerreden fazla olmadığını anlar. Hâlbuki insan da, o arzın üzerinde bir zerre kalıyor. Şu hâlde; yere/göğe karşı bile büyüklenmek haddi değilken, onları yaradan Hâlık’a karşı kibir taslamaya kalkması, ne büyük bir cehâlet ve ne hazin bir maskaralıktır…
İzzetin kapısı, başta iman ve en geniş mânâsıyla hakiki hürriyettir. Kaynağı ise, SADECE ALLAH’A KUL OLMAKTIR.. Müslüman, dünyanın en fakir insanı olsa bile o hâliyle izzetini korur. Müslüman, en zengin olsa, yine malıyla da hâliyle de izzetini korur. İMAN EDEN KİŞİ, YALANIN KİRLETEMEDİĞİ, DÜNYA MEŞAKKÂTLERİNİN YER YER KARARTTIĞI GÖNÜL DÜNYASINI DA HER AN GÖZYAŞLARI VE TEVBE İLE YIKAMAYA HAZIR, KALBİ YARADANIYLA İLİŞKİ DE SADECE O’NUN SEVGİSİNİ KAYBETME KORKUSU İLE TİTREYEN ASİL BİR İNSANDIR…
ALLAH (C.C.) MU’İZZ’DİR. KENDİSİNE İNANAN KULU HEP AZÎZ KILAR!
Dünya hayatında inanan kişinin hedefi, sadece ve sadece Allah’ın rızâsını kazanmak ve bu dünya hayatını, ebedî hayat için sermaye kılmak iken; inanmayan, inkâr edenlerin hedefi ise, insanların takdiri, acizlerin alkışlamaları ve onların övgüsüdür.. Allah, inkâr edenler için de dünya ve ahiret azabını, insanların önünde rezil olmakla verir..
YÂ MU’İZZ! EY MERHAMET EDENLERİN EN MERHAMETLİSİ! RAHMET VE ŞEFKATİNLE, LÜTUF VE KEREMİNDEN BAŞKASINA MUHTAÇ KILMA BENİ.. FİTNE VE BELÂLARA DÜÇÂR EYLEME BENİ.. DÜŞMANLARIMA KARŞI İZZET VE ŞEREFİMİ ARTTIR.. AYIB VE KUSURLARIMI SETREYLE.. BELÂ VE MUSİBETLERDEN EMÎN KIL.. GÜNAHLARDAN MUHAFAZA EYLE…
Rabbim mahçup etmesin… Yoldaki Doksan Dokuz Anahtar”
EL-MU'İZZ CELLE CELÂLÜHÛ?
Üstün kılan, izzet ve şeref veren, ağırlayan…
Yayınlanma :
24.12.2017 00:26
Güncelleme :
24.12.2017 01:00


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: