George Washington Üniversitesinde çalışan Müslüman akademisyenler belli aralıklarla Kuran’daki ahlaki ve insani ilkeleri (sözünde durmak, iftira etmemek, yalan söylememek, liyakat, ehliyet vb.) alarak tüm dünya ülkelerini resmi ve gayri resmi olarak araştırıyorlar. 2016 yılında yapılan çalışmada tüm dünyada Kuran’daki ahlaki ve insani ilkelere en uygun davranan ülkeler listesi sıralaması;
1.İrlanda
2.Yeni Zelanda
3.Finlandiya
4.İsveç
5.Norveç
39.Malezya
103.TÜRKİYE şeklinde gitmektedir.
Üniversitenin diğer yıllarda yaptığı çalışmalara baktığımızda da listenin ilk sırasındaki ülkelerin pek değişmediğini bazen Yeni Zelanda’nın bazen Hollanda’nın ilk sıraya yerleştiğini genelde Kuzey ülkelerinin listenin ilk sıralarında kendilerine yer bulduklarını, İslam teşkilatı ülkelerinin ise bırakın ilk onu ilk ellide bile kendilerine yer bulamadıklarını görürüz.
M.Ö 400. Yıllarda yaşayan Sokrates doğrunun ve yanlışın zamana ve mekâna göre değişmeyeceğini doğrunun her zaman ve her yerde doğru olduğunu savunmuştur. Bizim dünyamızda ise doğru “ zamana, mekâna ve kime yönelik olduğuna göre” değişkenlik gösterir. Hal böyle olunca da dün normal karşılanan doğru, kabul edilen değerler; bugün değişebilir. Yarının da nasıl olacağını o günün konjektörü belirler.
Bir müftü arkadaş anılarını anlattı. Mesleğe imam olarak başladığını doğunun bir köyünde imamlık yaparken diyanetten hutbe konusunun geldiğini, hutbe konusunun Nevruzla ilgili olduğunu söyledi. İçerik olarak Nevruzun Şaman inancından geldiğini, nevruz kutlamanın günah olduğunu cemaate okuduğunu söyledi. Yıllar sonra Nevruz kutlamalarının resmi olarak başlamasından sonra diyanetten bu konuda tekrar hutbe geldiğini ama bu sefer içeriğin 180 derece değiştiğini “ Nevruz kardeşliktir, Nevruz dostluktur, Nevruz yeni yaşamın başlangıcıdır” şeklinde güzellemeler içerdiğini biraz da hayıflanarak anlattı.
Yaz sezonundayız ve su sıkıntısı çekiyoruz. Hutbelerde hocalarımız suyun tasarruflu kullanılması gerektiği yönünde sadece tüketiciye yönelik söylemlerde bulunuyorlar. Görevlileri olacağı önceden görmek ve gerekli tedbirleri almak olan yöneticilere tek bir lafları yok.
Çok yakın zamanda da hutbelerde kamu malıyla ilgili, kamu malını yemenin günah olduğuyla ilgili beyanlar duyduk. Ama zamanlama dikkat çekici. Yıllar önce Silivri Belediyesinde yolsuzluklar oldu, milyon dolarlar havada uçuştu hatta belgeleri bile çıktı daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinde damadın şirketine verilen sonrasında fahiş bedellerle geri alınan arsalar. Eski dönemde 11 milyon dolara alınıp birkaç gün sonra KİPTAŞ’a 47 milyon dolara satılan arsalar. En önemlisi de Ankara Büyükşehir Belediyesiyle ilgili parsel parsel sattılar sözleri. O zamanlarda sesimiz yok ancak karşı mahalleye gelince tavrımız ortada. Oysa bugün yapılanlar ne kadar haksız, yersiz, hukuksuz ve kötü ise dün olanlar da o kadar haksız, yersiz ve kötü idi. Ama en kötüsü de kutsalımızın bu işlere alet edilmesi. Sonra da dövünüyoruz. Gençler arasında deizm neden artıyor.
Hal böyle olunca da sıralamamız yüzden aşağıya inmiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: