HABER MERKEZİ - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin bu akşam Antalya’da düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinginde yaptığı açıklamalarla yargıya yönelik ağır ithamlarda bulundu. Özellikle Manavgat Belediyesi’ne yönelik rüşvet ve yolsuzluk iddialarına dair yürütülen adli süreci “kumpas” olarak nitelendiren Özel’in sözleri, hukuki bir süreci beraberinde getirdi.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, mitingin hemen ardından yazılı bir açıklama yayımlayarak Özgür Özel hakkında resen soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Başsavcılık, soruşturmanın gerekçesini, “devam eden bir yargı dosyasına ilişkin gerçeğe aykırı açıklamalar yapılması ve bu açıklamaların kamu düzenini sarsıcı nitelikte olması” olarak belirtti.
“DEVLETİN YÜRÜTTÜĞÜ SORUŞTURMAYA KUMPAS DEMEK SORUMSUZLUKTUR”
Özel mitingde yaptığı konuşmada, Manavgat Belediyesi Başkan Yardımcısı’nın rüşvet alırken görüntülendiği kamera kayıtlarına ilişkin olarak “baklava kutusuyla kumpas kurulduğunu” iddia etmiş, bu olayın arkasında organize bir planlama olduğunu öne sürmüştü.
“Kaçak içki ve uyuşturucudan yakalanan bir kişiyi bir ay eğitip, Manavgat’ta sahte bir baklava komplosunun içine dahil etmişler. Bu kişiyi de sözde itirafçı yapmışlar” diyen Özel’in sözleri, yargı sürecine açık müdahale olarak yorumlandı.
Yargı çevreleri ve hukukçular, Özel’in açıklamalarının hem adalet sistemine olan güveni zedelediğini, hem de “devletin yargı organlarını karalama çabası” olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor.
HUKUKİ SÜREÇ ŞEFFAF İŞLİYOR
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Manavgat Belediyesi’ne yönelik soruşturma, deliller ve şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda ilerlemekte.
Soruşturma kapsamında bugüne kadar çok sayıda kamu görevlisi ve özel şahsın adli işleme tabi tutulduğu, teknik ve fiziki takip sürecinde rüşvet alışverişine ilişkin açık delillerin tespit edildiği belirtilmişti.
KAMUOYUNA MESAJ: HİÇBİR KURUM SUÇLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTEMEZ
Uzmanlar, yürütülen yargı sürecinin her türlü siyasi söylemden arındırılmış şekilde sürdüğünü vurgularken, hiçbir siyasi aktörün “kamu düzenini tehdit edecek, toplumun adalet duygusunu sarsacak” açıklamalarda bulunmaması gerektiğinin altını çiziyor.
Devlet kurumlarının kararlılıkla yürüttüğü yolsuzlukla mücadele çalışmalarının hedef alınması yerine desteklenmesinin, hem adalet hem de demokrasinin gereği olduğuna dikkat çekiliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: