Evet… Ordumuz bir “peygamber ocağıdır”.
Ve evet… Mehmetçik, gözünü kırpmadan vatanı uğruna canını verir; hiç tereddütsüz, hiç pazarlıksız.
Ama…
Üç yıl önce şehit olan bir askerimizin naaşını ararken, aynı mağarada metan gazı zehirlenmesi sonucu 12 Mehmetçiğimizi daha toprağa vermek…
Bu, sadece bir felaket değil; bu, içimizi kavuran derin bir acı, yürek yakan bir ihmal, akıl almaz bir trajedidir.
Bu, bir kez daha sorulması gereken sorudur:
Nasıl olur da bir mağarada hâlâ gerekli önlemler alınmaz?
Nasıl olur da şehidini arayan askerler, ölümle burun buruna gönderilir?
Ve nasıl olur da bu kadar can, bu kadar sessizlikle yitip gider?
12 evlat…
12 anne, baba, kardeş, eş, çocuk şimdi tarifsiz bir yasın içindeler.
Onlar artık sadece şehit değil; ihmallerin, göz ardı edilen sorumlulukların sessiz tanıklarıdır.
Bu olay, sadece bir “doğal afet” ya da “kaçınılmaz kaza” olarak geçiştirilemez.
Bu, yüzleşilmesi gereken bir sorumluluk meselesidir.
Her bir şehidimizin ardından susmak değil, sormak ve sorgulamak zamanıdır.
Çünkü vatan sevgisi, sadece şehit olmakla değil;
Şehit düşmesini engelleyecek aklı, vicdanı ve tedbiri göstermekle de ölçülür.
(Araştırmacı Gazeteci Şefik Arman)
Yorumlar
Kalan Karakter: