Fenerbahçe, bu milletin öz evladıdır. Mazisiyle, taraftarıyla, duruşuyla bu toprakların ruhunu temsil eder.
Bugün, “Çobani Yoğurt” gibi Amerikan merkezli ve içeriğinde Türk’e dair hiçbir şey barındırmayan bir markanın, Fenerbahçe’nin sponsorları arasına katılması, yalnızca bir ticari hamle değil; bir kültürel aşındırmadır.
Ali Koç, Fenerbahçe’nin başkanıdır; ama Fenerbahçe milletin kulübüdür!
Bu millet, kendi markasına, kendi yoğurduna, kendi özüne sahip çıkar.
Amerika’da boy gösteren, Avrupa’da PR yapan değil…
Anadolu’da yoğurt mayalayan, Türk’ün alın terine ortak olan markalar bu arma altında yer alabilir.
Bu millet sponsor arayan değil, şerefini ve tarihini satmayan kulüpler ister.
Fenerbahçe, küresel markaların reklam panosu değildir!
Bugün mesele yalnızca bir yoğurt markası değil;
Mesele, Türklüğü silme, kökümüzü unutturma meselesidir.
Kendine “Türkiyeli” diyenler…
Türk milletini coğrafyaya indirgeyenler…
Bin yıllık adı “Türk yoğurdu” olan ürünü, Yunan yoğurdu diye Amerikan raflarına pazarlayanlar...
Şimdi kalkmışlar, Türk milletinin gözbebeği kulüplerine sponsor olmaya çalışıyorlar.
Ne uğruna?
Bizi biz olmaktan çıkarmak uğruna!
Türk adını ambalajdan sil, sonra da çık gel bu millete sponsor ol...
Yok öyle yağma!
Biz Türküz!
Yoğurdumuz da, toprağımız da, tarihimiz de Türktür.
Ne mayamızı bozdururuz,
Ne armamıza ihanet ettiririz!
Fenerbahçe gibi bir camia, Türk’ün adıyla problemi olanlara reklam tahtası yapılamaz.
Bugün bir yoğurt markası gibi görünür,
Yarın bir alfabe değişikliği,
Ertesi gün kimliksiz bir millet…
Kabul etmiyoruz!
Ne “Türkiyeli”yiz,
Ne “Yunan yoğurdu”na mecburuz!
Türk’üz, Türk kalacağız!
Ne mutlu Türküm diyene....
TOYŞAD
Yorumlar
Kalan Karakter: