HABER MERKEZİ - Türkiye ile Özbekistan arasındaki ilişkiler, son yıllarda tarihi bağların ötesine geçerek stratejik bir ortaklık düzeyine ulaştı. İki kardeş ülke, sadece siyasi ve ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve insani alanlarda da örnek bir iş birliği modeli geliştiriyor.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in 2016 yılında göreve gelmesiyle birlikte dış politikada izlediği reformcu ve iş birliğine açık yaklaşım, Türkiye ile ilişkilerin yeni bir ivme kazanmasına zemin hazırladı. Türkiye’nin “Orta Asya açılımı” stratejisiyle örtüşen bu yaklaşım, iki ülkeyi bölgesel istikrar ve kalkınma için birlikte hareket eden güçlü ortaklar haline getirdi.
2017’den bu yana düzenli olarak gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantıları, ilişkilerin kurumsallaştığını ve uzun vadeli iş birliği vizyonuyla şekillendiğini gösteriyor. Ekonomik ilişkilerde ticaret hacmi 3 milyar doları aşarken, 5 milyar dolarlık hedef doğrultusunda karşılıklı yatırımlar ve iş birlikleri artarak devam ediyor.
Özellikle savunma sanayii, enerji ve altyapı gibi stratejik sektörlerde atılan ortak adımlar, iki ülkenin sadece birbirine değil, aynı zamanda bölgesel barış ve refaha katkı sağlama kararlılığının da bir göstergesi. Türk şirketlerinin Özbekistan’daki yatırımlarındaki artış, bu güvenin ve ortak vizyonun somut bir yansıması.
Halklar arası ilişkiler de bu yakınlaşmadan nasibini alıyor. Türkiye, Özbekistan’a vize muafiyeti tanıyan ilk ülkelerden biri olarak dostane ilişkilerin toplumsal tabanını güçlendiriyor. Yunus Emre Enstitüsü’nün Özbekistan’daki faaliyetleri, Türkçe öğretimi ve ortak kültürel projeler sayesinde iki ülke halkı birbirini daha yakından tanıyor ve anlıyor.
Bu derinleşen ilişkiler, yalnızca ikili düzeyde değil, Türk Devletleri Teşkilatı gibi çok taraflı platformlar üzerinden de büyüyerek, Türk dünyasında dayanışmayı ve ortak geleceği inşa etme yolunda önemli bir örnek teşkil ediyor.
Türkiye-Özbekistan arasındaki stratejik ortaklık, sadece iki ülke için değil, Orta Asya’nın ve Türk dünyasının geleceği için umut verici bir model sunuyor. Bu birliktelik, küresel düzeyde barış, kalkınma ve iş birliği çağrısı yapan güçlü bir mesaj niteliği taşıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: