KOMİTE
17 Haziran 2025 - 15:44
İran, Ümit Özdağ, Komite ve FETÖ
Yazan Mustafa DÖNEMEZ
Yalıtılmışlık içinde yaşadığımız hayatlarımızda, bırakın dünyada olan bitenleri komşu şehirde bile olan bitenlerden haberimiz yoktur. Düşüncemin içeriğini anlamak bu açıdan pek kolay değildir. Kerkük veya Tebriz’in ufak bir kasabasında yaşayan bir kişi, Ankara veya İstanbul’da meydana gelen olaylardan ne kadar haberdardır? Böyle bir durumda bu kişinin öğrenecekleri ancak olayın medyaya yansıdığı miktarda olacaktır. Biz genelde diğer insanlar gibi dünyayı kendi sınırlı bakış açımız içinde görürüz. Zaten bunun dışında davranmamız olanaksızdır. Dolayısı ile sınırlı kapasitemizi aşan bilgileri aldığımızda bunların doğruluklarından şüpheleniriz. Bu koşullar altında sıradan bir insanın ülkesinde veya dünyada olan korkunç değişiklikleri ve çevrilen entrikaları anlaması imkânsızdır. Anlaması daha da imkânsız olan, sıradan insanların kusursuzca planlanmış bu komplolarda rol aldıklarıdır.
Fethullahçı yapının bağlantılarını anlatan Kayıp Kardinal kitabını tamamlamak Binbaşılığımın sonuna denk gelmişti. Her yeni bilgi ve belge kitabın hacmini artırıyordu. Fethullahçı yapının derinliği ve operasyon gücü şaşırtıcı derecede devletin en hayati kurumlarının içinde idi. Yarbay iken kitabın redakte edilmemiş son halini Zafer Partisi liderinin benimle görüşme isteği üzerine yanıma almış görüşmede bir suretini kendisine vermek istiyordum. Ümit Özdağ odasında beni kabul ederken endişe ve panik içinde idi. Aralık 2008’in son haftasında aramızda geçen konuşma ilginçti. Ümit Özdağ kendisinin tutuklanacağını veya öldürüleceğinden endişe ediyordu. Aynen benim gibi. Son günlerde takip edilmesi iyice hissedilir olmuştu. Uzun uzun anlattıkları samimi, akla ve mantığa uygundu. Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ancak yargı içindeki FETÖ gerçeğini de çok iyi biliyordu. Ben bu görüşmeden bir hafta sonra tutuklandım. Askeri inzibat beni teslim almak istemiyordu. (Açtığım dava hala devam etmektedir.) Resmi izinde iken firar etiğimi CNN, Samanyolu ve NTV kanalları başta olmak üzere günlerce verdiler. Belli ki öldürülecektim. Tesadüf eseri Ankara Merkez komutanı yurtsever general sayesinde teslim olmayı başardım. Bu süre içinde birkaç kez ölümden döndüm. Tutuklanma nedenim korkunç iftiralara dayalı idi. Ülke içindeki cinayetleri, o zaman başbakan olan şimdiki Cumhurbaşkanına suikast planlaması içinde olmam iddialarıydı. Komite’nin şubelerini bilenler yok edilmeyi bekleyebilirler. En hafifiyle çeşitli absürt iddialarla tutuklanmaları. (Türkiye’de faili meçhul cinayetlere kurban giden, uyduruk nedenlerle cezaevine atılanların durumu budur)
Ümit Özdağ, Fethullah’ın devlet içindeki yapılanmasını, Türkiye’de en iyi anlayan kişiydi. (Üst düzey komutanlar işin vahametini anlamamışken) Kendisi 2008 yılının son günlerinde, Fethullah yapılanması kadar güney sınırlarımız ve dışında oluşan PKK yapılanmasını merceğine almıştı. Bu bölgede yaşayan toplumun her kesim insanlarıyla temas halinde idi. Toplum önderlerinin bir bölümünü bulunduğu binada ağırlıyordu. Ümit Hoca’yı yakından takip edenler, tanıyanlar tüm yaşantısında, vatansever olduğunu bilir. Türk dünyasında tanınan, sevilen, sözüne güvenilen birisidir. Birçok konuda ters fikirlerimiz olsa da düşüncem, Türkiye’de yönetimde bulunabilse her konuda yerli ve milli refleksler sergileyeceği görülebilirdi. Akçeli işlerden, derin yapılanmalardan uzak duran ancak onların derin güçlerinin farkında olan birisiydi.
Ülkemizde yıkım ve yozlaşma faaliyetleri uzmanlarca planlamış bir komplonun parçaları olup, sıradan bir vatandaşın yaşam deneyimi bu komployu görmeye yetmez. Sıradan vatandaş yaşamındaki bu çalkantı veya çöküşü genel koşullara veya şansa bağlar. Bu sıradan insanın olanları bir komplonun parçası olarak görmesi için ne deneyimi ne de bir nedeni vardır. Sıradan insanın bilinci, eğitildiği sistem ve yaşadığı deneyimler dolayısı ile karanlık komploları göremez. Zaten bu durum komplocuların güvendikleri en büyük gerçektir. İnsanları aydınlatmayı amaçlayan her türlü girişim anında yok edilir. Sıradan vatandaşın yaşamında onu şüpheye düşürecek normal dışı olaylar ve gelişmeler pek az ve sınırlıdır. Onun için tarih, birbirini takip eden olaylar zinciridir ve sıradan vatandaş bu birbirini takip eden olayların manipüle edilerek kendisine yaşatıldığından hiç şüphelenmez. “Gizli Bilgi” sıradan insandan hep saklanır, milyonlarca diğer sıradan vatandaşlar örneği cahil, eksik ve yanlış bilgilerle donatılmış halde yaşaması sağlanır. Bu vatandaşın bilmediği ve hiç öğrenemeyeceği şey, gerçek önemli tarihsel olayların, yüksek mevkilerdeki gizli adamlar tarafından halkı kandırma amacıyla önceden planlandığıdır. Bu gizli adamlar, İncil’in bahsettiği “En Seçilmişler” grubudur ve dünyadaki güç kademelerinin en üstündeki kişilerdir. Bu adamlar, İngilizlerin East India Company unvanlı firmasındaki, soyları Kathariler, Bogomiller ve Albigensiyanlar gibi orta çağ tarikatlarına dayanan ve dinlerinin temelini Babil’in Mani inancı oluşturan kişiler olup sadece İngiltere’yi değil tüm dünyayı kontrol edecek durumdadırlar. Tarihte insanların ortak arzularından birinin kontrole sahip olmak olduğu bilinir. Hangi sosyal oluşuma bakılırsa bakılsın bu topluluklar içinde kontrolü elinde tutma arzusunun tavan yaptığı alt gruplar bulunur. Son üç yüz yıldır bu tip pek çok kişi ve grubun “gizli cemiyetler” diye tanımlanan kurumlarda ortaya çıktığını görmekteyiz. Şimdiye kadar haklarında pek çok kitabın yazıldığı tüm gizli cemiyetler “genel merkezin” şubeleri gibi çalışmaktadırlar. Yalnız komplo yazarlarının yaptığı bana göre en büyük hata, problemin nedenini The Council on Foreign Relations, The Trilateral Commission veya Bilderberg Grup gibi sınırlı alanlarda aramaktır. Bazı araştırmacılar Federal Rezerv Bankası gibi bazı mahalli oluşumları kontrol ve koordine eden bir üst yapının olduğunu fark etmişlerdir. Yine de tüm bu oluşumlar “gizli cemiyetler” başlığı altında toplanmışlardır. Bu kurumun serveti ve gücü nereden gelir?
- Komite özellikle İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere dünyayı nasıl kontrol altında tutmaktadır?
- Tek bir kurum nasıl olur da dünyada tüm olan biteni bilir ve kontrol eder? Komitenin başarısını kavrayabilmek için detayların incelenmesi ve tartışılması gerekmektedir. Bu çalışmada çok gizli cemiyet, tabela örgütleri, bağlantılı devlet kurumları, bankalar, sigorta şirketleri, petrol firmaları, uluslararası kurumlar ve binlerce dernek ve vakfı incelemek gerekmektedir çünkü bu kurumların başındaki kişiler en az 150 yıldır dünyayı yöneten Komite’nin üyelerini oluşturmaktadırlar. Türkiye içinde kalan ve yargı içine düşen FETÖ, yönetici ve etkili kişilerini anında yurt dışına çıkardı. Onlar korunaklı yerde, güvendedirler. Tıpkı İsrail’in komite elemanlarını İran saldırısı öncesinde onlarca uçakla ülke dışına çıkardığı gibi.
İran bu komite ile çok yakın ilişkiler içindedir. Türkiye’de birçok yönetici kendilerine yakın olsa da Türk dünyasıyla düşmanlık içinde oldu. Üstelik manevi liderleri Humeyni İran'ın Humeyn şehrinde doğan bir Türk’tü. Ne oldu da aylar öncesinden yazdığım gibi bugün vuruluyor ve ayrıldığı küresel sisteme dönüşü adım adım kesinleşiyor?
Ümit Özdağ bugün sabahın erken saatlerinde ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Bırakıldı. Dün cezaevinden çıkacağı öngörüsünü birçok gazeteci ile konuştuk. Salıverilme şartlarının ne olacağını bile kolayca öngörebildik. Yavuz Selim Demirağ hasta haliyle bugün duruşmaya katıldı. Ümit hocanın cezaevinden çıkacağından emin olarak. Sonrası ne olacak?
İran düşerken komitenin hizmet eri PKK ve türevleri verilecek yeni görevlere hazır olduklarını açıklayarak, Türkiye’nin son dönem tezlerini boşa düşürdüler. Türkiye dünyanın başına bela olmuş komite kararlarının neresindedir? Ne ile tehdit ediliyor? Çıkış olabilir mi? Olur ise nasıl olabilir?
Yorumlar
Kalan Karakter: