Firuz Türker

Firuz Türker

Araştırmacı Yazar
[email protected]

KİM KİMİNLE UYUŞABİLİR?

09 Eylül 2020 - 01:49

Olmayacak olmayacak kişi kurum ve kuruluşların muhalefet cephesi içinde toplanması büyük bir çelişki gibi görünse de aslında gayet tutarlıdır.
Herkese tepeden bakan, ama oylarını alabilmek için 'canııımm' mış yapan CHP.
Ülkücülere 'ırkçı, faşist' gözüyle bakan PKK ve onun siyasi temsilcisi HDP.

Ülkücü geçinip 'biz onlarla değiliz' diyen ama PKK ve HDP nin desteklediği adaylara oy veren İYİ parti.
Erbakancı görünüp Erbakan'ın evlatlarıyla mahkemelik olan Saadet.

Üst akılın Türkiye genel koordinatörü rolü oynayan ama her oyunda mızıkan Abdullah Gül.
Ben küçük dağların yaratıcısıyım, büyükleri sayın Gül ayarlıyor pozundaki Babacan.
Başbakanken AK Partiye tapan, başbakanlıktan ayrılınca dakkasında satan Davutoğlu.
Yalanın ve entrikanın uzmanı, dalaverenin piri, Amerikan uşaklığının ve ihanetin şahı FETÖ.


Cumhur ittifakını çekip al, bunlar birbirinin gözünü oyacak tipler gibi geliyor. Ama ne cumhur ittifakını yok saymak ne de bunların birbirinin gözünü oyması mümkün değildir. Çünkü kör körün tek gözüne muhtaç.
Sanki bunlar Erdoğan ve Bahçeli ile onların temsil ettiği cumhur ittifakına karşılar. Aslında değil, bunlar yapılan işlere karşılar.

Erdoğan ve Bahçeli'nin yerinde kim olsa, aynı şeyleri yapsa ona da karşı olacaklar. Yani PKK nın boğazını sıkarsa, dünyanın yarısı tarafından ülkeleri işgal edilmiş üstelik de kendi rejimlerince tepelerine bombalar yağdırılan Suriyelilere sahip çıkarsa, Türkiye'nin güney sınırında kurulmak istenen garnizon devlet oyununu bozarsa, ülkenin kalkınması için yatırımlar yaparsa, devleti ve toplumu modernleştirmeye çabalarsa, üretimi ve ihracatı arttıracak tedbirler alarak ekonominin önünü açarsa, bunları engellemek isteyen zamanında Türkiye'ye boyunduruk vurmuş dış güçlere direnirse vs vs...

işte o zaman ona diktatör diyerek karşı duracaklardır.
Bu nedenle bir araya gelmektedirler.


Çünkü onlar, bu saydıklarım yapılmadan önceki şartlarda oynamaya alışmışlardır. Şartlar bu kadar değişince rollerini şaşırıyor, boşa düşüyorlar. O yüzden ellerine fırsat geçerse eskiye döndürmek istiyorlar. İyileştirilmiş sıfatını da hani bire bir eskinin aynısı olmasın anlamında ekliyorlar. Madem 'iyi' değildi, neden o zaman değişmesinin karşısındalar. Değişsin ama azıcık değişsin, hani değişmemiş gibi değişsin.

İşte onların tümünü bir araya getiren bu düşünce şeklidir. Herkes istediği telden çalıp oynamaya devam edecek; devlet içinde ajancılık oynayan yine oynayacak, masum sivillere habersiz askerlere, uykudaki polislere, kundaktaki bebelere terör uygulayan teröre devam edecek; bir türlü tek başına iktidara gelemeyecek olan devletin nimetlerinden pay kapmak için koalisyonla iktidara tutunacak, bunlar işleri karıştırıp içinden çıkılmaz hale getirince darbeci yönetime el koyacak, bütün bu hengamede Türkiye'nin zenginliklerini yağmalayanlar da sömürülerine devam edecekler. İstedikleri budur.

Tek adamdı, çevreydi, kadın cinayetiydi, tecavüzdü, dolardı, saptı samandı hepsi samimiyetsizce. Bütün bunlar onların iktidarında daha fazlasıyla olacak. Ama halka hizmet olmayacak. Tabi iktidar olabilirlerse. O zaman da birbirlerine düşecek, birbirlerini yemeye çalışacaklar.
Tavuklar tavuklarla, kartallar kartallarla bir araya toplanır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum