MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, isim kullanmadan gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına ilişkin "İfade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını ihlal edip ruhlarına yuva yapmış nefreti her fırsatta sözlerinin ve değerlendirmelerinin arasına tıpkı bir bomba gibi yerleştiren bazı sözde gazetecilerin, yarım aydınların ve safralaşmış uzmanların Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmaması tavsiye ve temennimdir. Hiç kimse dokunulmaz değildir. Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların, tehdit dozajı hazmedilemez konuşmaların tarafı olanların Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazımdır" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İsrail ve ABD’nin İran'a saldırılarına tepki gösteren Bahçeli, “Siyonist-emperyalist azgınlık, iddia ve ifadesi sık sık dile getirilen ‘kurallara dayalı’ küresel sistemi yıkım tüneline sokmak, hatta çok vektörlü krizlerin zincirleme reaksiyonuyla imha etmek için konvansiyonel tertip halindedir. Durum çok ciddidir ve hedef ülkeler kataloğunu doğru okumak, doğru yorumlamak, buna muvafık pozisyon almak mecburiyeti bağımsızlık ve beka meselesidir. Karşılıklı olmak suretiyle ilanı yapılmamış bir savaş halinin tüm komplikasyonları tedavüldedir” görüşünü ifade etti.
"BM GENEL SEKRETERİ’NİN ABD’NİN İRAN’A KARŞI GÜÇ KULLANIMINDAN DOLAYI ENDİŞE DUYDUĞUNU AÇIKLAMASI BAYAĞI BİR KANDIRMACA"
“İran’ı veya bölgesel bir başka ülkeyi sorun görenlerin mazlumların can düşmanlığında markalaşan İsrail’i koruma kalkanına alması sadece çifte standartla ifade edilemeyecek adaletsiz, eşitsiz ve egemenlik ilkelerini çiğneyen bir ahlaksızlıktır” ifadelerini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
“İsrail’in güç ve zor kullanarak etrafına korku salma politikasının koruyucu mihveri bellidir, nitekim dökülen kanlarla ve işlenen cinayetlerle irileşen vandallık dünya barışını her zaviyeden tehlikeye atmaktadır. ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibarıyla bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır. Bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplanması, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ABD’nin İran’a karşı güç kullanımından dolayı endişe duyduğunu açıklaması bayağı bir kandırmacadır. Herkes kirli rolünü oynamaktadır.
Savaşlar kuşağının düğümü çözülmüş, kurdelesi kesilmiş, sahnesi kurulmuştur. Birleşmiş Milletler; sızlanma, nazlanma, sitem ve şikâyet mercii değil, gerekirse barışı inşa etmek maksadıyla insani müdahaleyi yapma hakkını hukuken uhdesinde bulunduran bir uluslararası teşkilattır. Düzenlenen hava akınları, uçuşan füzeler, ilk kez kullanılan bombalar, gelişmiş silahlarla teçhiz edilen savaş gemileri, baş döndüren örtülü operasyonların şiddeti, psikolojik ve siber savaşın yaygınlığı, belirlenmiş nokta hedeflerin etaplar halinde vurulması, siyasi ve ekonomik kutuplaşmanın tahammül sınırlarından taşması çivisi çıkan dünyanın mahvı bitap halinin on günlük özetiyken Birleşmiş Milletler felç halindedir. Gazze’de bebekler, çocuklar, kadınlar, ezcümle onbinlerce masum katledilirken suskun kalanların, nefesi bile duyulmayanların insan hakları, özgürlükler ve demokratik erdemler çerçevesinde iflas bayrağını çekmesi beklenen, üstelik şaşılmayacak bir alçalmanın tescilidir.
"İSRAİL MUTLAKA DURDURULMALI, BU AMAÇLA ULUSLARARASI CAMİA AYAĞA KALKMALIDIR"
Aklıselimin galip gelmesi, anlaşmazlıkların diplomasi masalarında ele alınması, barışçıl çabalara sahip çıkılması her ülkenin çıkarınadır.
Nükleer silahların devreye alınarak yeni bir dünya savaşının yaşanması insanlığın toplu kıyım ve yıkımına hizmet edecektir. İsrail mutlaka durdurulmalı, bu amaçla uluslararası camia ayağa kalkmalıdır. İran İslam Cumhuriyeti’nin rejimiyle ilgili sakıncalı ve sancılı hedefler, özellikle tarihi Türk kentlerinin bombalarla harap edilmesi bilhassa diğer bölge ülkelerine şiddetle mühürlenmiş mesajdır. Irak, Suriye ve İran’dan sonra hangi ülkenin gündemde olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur.”
"CHP İLE DİĞER MUHALEFET PARTİLERİNİN HAMASETTEN UZAK SİYASET TAKİP ETMELERİ MİLLİ GÜVENLİĞİMİZ AÇISINDAN İHTİYAÇTIR"
Orta Doğu’da yaşananlar nedeniyle milli güvenlik konusunda değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, isim vermeden gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanması hakkında da şu görüşleri savundu:
“Cumhuriyet Halk Partisi ile diğer muhalefet partilerinin hamasetten uzak, yalan ve saptırmadan bağımsız, iftira ve asılsız isnatlardan ayrı siyaset takip etmeleri milli güvenliğimiz ve iç cephemiz açısından kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. İfade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını ihlal edip ruhlarına yuva yapmış nefreti her fırsatta sözlerinin ve değerlendirmelerinin arasına tıpkı bir bomba gibi yerleştiren bazı sözde gazetecilerin, yarım aydınların ve safralaşmış uzmanların Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmaması tavsiye ve temennimdir. Hiç kimse dokunulmaz değildir. Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların, tehdit dozajı hazmedilemez konuşmaların tarafı olanların Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazımdır. Etrafımız ateşle çevrilmişken Türkiye’mizi dipsiz ve sinirleri geren tartışmaların içine çekenlerde iyi niyet beklenmeyeceği ortadadır. “
"BAŞKA TÜRKİYE YOKTUR, BU ÜLKE HEPİMİZİNDİR"
"Terörsüz Türkiye" konusuna da değinen Bahçeli şunları kaydetti:
"Yeni bir dünyanın sancıları artmıştır. Terörsüz Türkiye hedefiyle Türkiye barış ve huzurun parlayan kutup yıldızı olacaktır. Bunu kıskanan, bunu kaldıramayan, bunu çekemeyen kim veya kimler varsa Siyonist-Emperyalist senaryoya figüranlık yapmaktadır. Türk milleti bu tip figüranlara karşıdır, hesabını sormaya muktedirdir. İran’a atılan bombalarla ülkemize mesaj veren, DEAŞ’ı Şam’da bir kiliseye saldırtan, yabancı ajanları içimizde dolaştıran, muhtemel provokasyon ve ajitasyonları planlayan bölgesel ve küresel mihrakların oyunlarını 86 milyon vatandaşımız tek yürek halinde bozacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı vatan ve millet sevdasıyla milli ve manevi hazinemizi muhafazaya yeminlidir. Yakın tarihimizi sorgulayarak vatansever kahramanlarımıza çamur atanların, katil yaftası vuranların, İsrail’in soykırımını hasır altı ederek Türk milletinin varlığında soykırım izi sürenlerin gaflet ve dalaletten bir an evvel kurtulmaları, gerilim üreten söz ve açıklamalardan uzak durmaları iç barış ve huzur ortamımız için tarihi zorunluluktur.
Başka Türkiye yoktur. Bu ülke hepimizindir. Bu bayrak benim, bu vatan benim, bu millet onurum diyen herkes özbeöz kardeşimizdir, yeni yüzyılda el ele verip Türkiye Yüzyılının manifestosunu yazmak muhakkaktır. Bundan sonra muhtemel provokasyonlara azami dikkat edilmelidir. Kara propagandalara karşı tedbirli olunmalıdır. Devlet milletiyle birdir, milli varlığımıza yönelecek tehditlere bin yıllık kardeşlik ve beraberlik hukukuyla direniş gösterilecektir. Unutulmamalıdır ki Türk milleti her zaman hedeftedir. Yaşadığımız coğrafyanın oyun kurucusu, tarihsel prestiji, barış sevdalısı, huzur bekçisi, stratejik kuvveti, siyasi ağırlık merkezi, asıl direği, geleceğin çarpan kalbi Türk milletidir. Bütün hesaplar üzerimize yapılmaktadır. Hilal ile haç mücadelesi devam etmektedir. Tarihi 'Şark Meselesi' gündemdedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığı ve bekasıyla, büyük Türk milletinin birliği ve refahıyla, bölgemizin, daha genelinde ise dünyanın barış ve huzuruyla sorunu olanların Türkiye’yle uğraşması, Türkiye’yi hedef seçmesi boşuna değildir. Bunların hepsine sonuna kadar direneceğiz. Türkiye’den ve Türk milletinden asla taviz vermeyeceğiz.”
(ANKA)
Yorumlar
Kalan Karakter: