HABER MERKEZİ - Sakarya Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde (SASKİ) dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Kurumun genel müdürlüğünü yürüten Yiğit Turan görevinden istifa ettiğini açıkladı. Ancak bu istifa, kamuoyunda bir “karar”dan çok bir “zorunluluk” algısı yarattı. Zira Turan’ın görev süresince gösterdiği performans, bu ani ayrılığı sorgulanır hale getiriyor.
BAŞARILI BİR DÖNEMİN ARDINDAN GELEN SÜRPRİZ
Yiğit Turan, göreve geldiği günden bu yana SASKİ’de birçok yapısal dönüşüme ve hizmet odaklı projeye imza attı. Kurumsal disiplini artıran, şeffaflık ve vatandaş memnuniyeti esasına dayalı bir yönetim anlayışı sergileyen Turan, özellikle altyapı yatırımları ve su yönetimi alanında Sakarya’ya önemli katkılar sundu.
Turan’ın görev süresinde:
• Birçok ilçede altyapı sorunları çözüme kavuştu,
• Su kayıp-kaçak oranlarında ciddi düşüşler yaşandı,
• Kurumsal itibar ve çalışan motivasyonu gözle görülür şekilde arttı,
• Dijitalleşme ve modern kontrol sistemleri ile hizmet kalitesi yukarı çekildi.
Tüm bu somut başarılar, görevden kendi isteğiyle mi ayrıldığı yoksa ayrılmaya mı zorlandığı sorusunu daha da çarpıcı hale getiriyor.
BELEDİYE YÖNETİMİNE ELEŞTİRİLER YÜKSELİYOR
SASKİ gibi stratejik öneme sahip bir kurumun başındaki, işini bilen ve kamuoyundan büyük ölçüde olumlu geri dönüş alan bir ismin görevden ayrılması, doğal olarak gözleri Sakarya Büyükşehir Belediyesi yönetimine çevirdi. Yönetimde son dönemde sıklaşan kadro değişiklikleri, istikrarsızlık sinyalleri verirken, liyakat ile değil siyasi denge hesaplarıyla karar alındığına dair eleştiriler de artıyor.
Vatandaşlar ise bu gelişmeyi bir tür “başarılıyı cezalandırma” olarak yorumluyor. Gerek sosyal medyada gerek yerel kamuoyunda yükselen tepkilerde, “Yiğit Turan gibi bir ismin kalması gerekirken neden gönderiliyor?” sorusu öne çıkıyor.
BU İSTİFA NEYİN HABERCİSİ?
Bu sürpriz ayrılık, sadece bir kişisel karar olarak geçiştirilemez. Aksine, Sakarya’daki kamu yönetiminin liyakatten uzaklaşan, dar çevrelerle alınan kararlarla şekillendiğine dair kaygıları kuvvetlendiriyor. Yiğit Turan gibi donanımlı bir ismin sistem dışına itilmesi, kurumsal hafızanın da zedelenmesi anlamına geliyor.
Bu noktada şu sorular cevap bekliyor:
• Yiğit Turan gerçekten kendi isteğiyle mi istifa etti, yoksa istifaya mı zorlandı?
• Görevden alma gerekçesi neye dayanıyor, kamuoyuna şeffafça açıklanacak mı?
• Bu değişikliğin arkasında siyasi veya kişisel hesaplar mı var?
SONUÇ: KAMUOYU AÇIKLIK BEKLİYOR
Sakarya kamuoyu, başarılı ve çalışkan bir bürokratın sessizce gönderilmesini haklı bir şekilde sorguluyor. Yönetimdeki muğlak karar süreçleri, sadece kurumlara değil, Sakarya halkına da zarar vermektedir. Bu istifanın sadece bir başlangıç mı olduğu yoksa daha büyük yapısal sorunların habercisi mi olduğu ise önümüzdeki günlerde netleşecek.
Yiğit Turan’ın ardında bıraktığı başarılı yönetim mirası, hangi koltuğa oturacağı değil nasıl çalıştığıyla değerlendirilen yöneticilere olan ihtiyacımızı bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: