“Dünya tarihinde tartışmasız, uzun soluklu iki büyük imparatorluk var oldu : Roma ve Osmanlı.” der İ. Ortaylı hocamız.
Günümüzün siyasi kavramsal telaşlarına tarihi boyutta bakmak, bağlantılar kurmak yerinde olur diye düşünüyorum…
Her uzun ömürlü yapıda, mutlaka ara dönemler, şahlanışlar, duraksamalar ve kaybedişlerle başlayan çöküş dönemleri vardır. Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu 1480 yıl hüküm sürmüştür. Osmanlı İmparatorluğu 623 yıl. yadsınamaz derecede uzun ömürlü iki imparatorluk… Geriye büyük birer medeniyetin asli unsurları kaldı ve günümüzün onmaz siyasi çıkmazları, kaygı ve sancıları, tarihi doğru okumakla, karakterleri yerli yerince değerlendirerek aydınlık bir yol bulmak çabası.
Caligula, Roma İmparatorluğu’nun Julio – Claudian Hanedanlığı döneminde, yani Roma İmparatorluğu’nun ilk yıllarında tahta çıkmıştır. Bu dönem, Roma’nın Cumhuriyet’ten yeni çıkıp İmparatorluk sistemine geçtiği imparatorluk devridir.
Caligula’nın İmparatorluğu sadece 4 yıl sürdü. Bu kısa süre, Roma tarihinde karanlık bir dönemeç olarak görülmüştür. Tarihte özellikle acımasızlığı, deliliğe varan davranışları ve aşırı keyfi yönetimiyle tanınır. İlk başta cömertliğiyle, kamuya açık şenlikler ve vergi affıyla olumlu izlenimler bıraksa da; kısa süre sonra yüklü miktarda devlet hazinesini, lüks gösteriler, savaş oyunları ve kişisel keyfi için harcadı. Özellikle senatörleri küçük düşürmekten büyük zevk alırdı sırf bu yüzden atını (incitatus) konsül yaptığı kayıtlara geçmiştir. Antik kaynaklardan günümüz modern tıbbına yansıyan rahatsızlıkları genel olarak psikiyatriktir. Roma arşivlerindeki yazılı kaynaklara göre; davranışları akıl hastalığı, narsizm, paranoya ve hatta psikopatiye varan psikiyatrik bozukluklardır. Roma İmparatorluk tarihi gelmiş geçmiş en deli İmparatoruna yalnızca 4 yıl ömür biçmiş ve yoluna güçlü devlet adamı niteliğindeki İmparatorlarla devam etmiştir. Güçlü ve büyük sistemler zayıfa tahammül etmez. Caligula tarihin derin sayfalarına “Gücün yozlaştırıcı etkisiyle deliren İmparator!” Olarak yazılmıştır.
Son cümleden bugüne, günümüz Türkiye’sine nasıl gelebildik? Zor olmadı. Bizdeki Caligula örneği uzak değil ana muhalefet liderini yazmakla izah edilebilir. Derince bir siyasi geçmişi olmamakla birlikte uzun ve etkin deneyimleri de yok Özel’in, Caligula gibi. 2009 yılında Manisa Belediye Başkan adaylığı seçimi kaybetmesiyle sonuçlanır ve 2011 Genel Seçimlerinde Özel, Manisa’dan Milletvekili seçilir. Her iki adaylığı da dönemin CHP Lideri olan K. Kılıçdaroğlu tarafından onanır. Her ne oldu ise 13 yılda oldu. Kılıçdaroğlu’nu 2023 CHP Kurultayında binbir numarayla koltuğundan derdest edip partinin başına geçti. Caligula’nın başına gelen şimdi Özel’in başına gelmişti. “ Gücün yozlaştırıcı etkisiyle deliren imparator!”
Kurultayda yapılan usulsüzlüklerin adli mercilere yansımasının ardından iddianame hazırlandı. Yazılı deliller, ses kayıtları, rüşvet olarak verilen banknotların seri numaraları, şahitler ve itirafçılar. Mahkemeye ulaşabilen tüm bilgiler Özel’in çekirdek ekibiyle beraber ( ki bu ekibin başını Partinin Cumhurbaşkanı adayı İBB Eski Başkanı E. İmamoğlu çekiyor!) Kılıçdaroğlu’na yapılan haksız hukuksuz operasyonu işaret ediyor. Basına yansıyan bu haberler, Kılıçdaroğlu’nu Parti Başkanlığından indirmek maksadıyla Kurultay Delegelerine pavyonlarda dağıtılan paralar, rüşvet olarak verilen cep telefonları ve yüklü miktarda belediye ihalelerinden bahsediliyor. Tüm bunlar olurken Özel’in siyasi üslubu her gün ve her saat değişiyor, evriliyor ve şaşırtıyor. Kılıçdaroğlu’nu indirip kendi oturduğu CHP Genel Başkanlığı tahtının ilk aylarında Yerel Seçimleri ezici bir çoklukla kazanıyor ve ardından ekoseli mavi ceketini giyip Külliyeye gidiyor . Giderken siyasette yeni bir dönemin başladığını bu dönemin “ Yumuşama” dönemi olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı ile el sıkıştığı mutluluk dolu fotoğraf kareleri Türkiye gündemine oturuyor. Seçmenini ve partilileri şaşırtan bir anlamda şoka uğratan bu değişik davranışlar, çekingen siyaset, iktidarı rahatsız etmeyecek kaçıngan söylemleri, Özel’i siyasette ait olduğu yere; “sıradanlığa” taşıyor.
Tarihin zamana acımadığı eşiklerden birine geliyor Özel. 19 Mart İmamoğlu’nun gözaltı ve tutukluluk süreci. Ülke geneline yayılan CHP’li Belediyelerin yolsuzlukları, ağırlaşan zimmetleri ve bürokratların gayri ahlaki zenginleşmeleri. Her birine kayyım atamaları…
Yerli Caligula’dan açıklamalar bir bir geliyor : “ Koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi tabii ki ufak tefek yolsuzluklar olur/ olmuştur normaldir!” Bir haber kanalının canlı yayınında söylüyor bunu ve aslında rüşveti, yolsuzlukları ve usulsüzlükleri meşrulaştırıyor. Hırsızı aklama, yolsuzlukları yok sayma çabaları gün geçtikçe yükselen değer oluyor CHP kanadında…
İmamoğlu’nun Silivri’ye nakli ile başlayan süreçte Özel’in bir çağrısıyla milyonlarca vatandaş günlerce süren sokak eylemlerine katılıyor ve boykotlar geliyor art arda. Yerli Caligula her akşam Saraçhane’de, orada burada partinin otobüsü üstünde Gücün yozlaştırıcı etkisiyle her geçen gün dozu artan tehditkâr ve saldırgan üsluba bürünüyor. Eylemler bir anda son buluyor çünkü Özel bir anda sokaktan misketlerini toplayıp eve dönüyor. Özel’e göre hak hukuk adalet = CHP’li Belediyelere başlatılan yolsuzluk operasyonları kapsamında gözaltına alınan Belediye Başkanları ve üst düzey belediye bürokratları için geçerli. Halbuki tüm süreç birbirinin itirafçısı olup paçayı kurtarma derdine düşen yine aynı CHP’li tayfa üzerinden yürütülüyor. Özel’in anlık değişken ruh halleri, misketlerini toplamasıyla CHP seçmeninde güveni zedeliyor.
Bu esnada 2023 CHP Kurultayı iddianamesi mahkemece kabul ediliyor. İddianamede Özel ve İmamoğlu’nun da dahil olduğu ekibin şüpheli sıfatıyla adı geçiyor. Eğer dava CHP lehine sonuçlanırsa Özel ve ekibine siyasi yasak gelebilir. Suçluluk psikolojisi mi dersiniz güç zehirlenmesi mi yoksa koltuğu kaybetme korkusu mu? Adını ne koyarsak koyalım Özel’in Caligula olma yolculuğunu tetiklediği kesin. Saldırgan üslup doz artışına geçiyor ve Özel Türkiye’yi kameralar önünde İngiltere’ye şikayet ediyor. Yardım istiyor. “Hiç sesin çıkmıyor İngiltere! Herhalde görmüyorsunuz bizdeki hukuksuzluğu adaletsizliği? Bize yardım et! “ diye feryat ediyor.
Birkaç gün sonra İstanbul’un fethini büyük bir Sultan Fatih ve İmamoğlu’nu yan yana getirdiği afişle kutluyor ve mikrofonlara şöyle sesleniyor : “ Bana bak Tayyip ! Benim padişahım Fatih’tir! seninki Abdülhamid’tir Vahdettin’dir hani o İngiliz’e kaçan!” Bu hitap ve mantık bile Özel’in Caligula ile benzeşmesine net bir örnektir. İngiliz’den yardım isteyen? İngilizce afişle TBMM’ye gelen kim?! “Free İmamoğlu” pankartı açan kim ve burada Vahdettin olan kimdir ?!
Kaldi ki Özel, içine düştüğü haleti ruhiye ve davranışsal olarak değerlendirildiğinde, Osmanlının 18. Padişahı I. İbrahim (Deli İbrahim)’e daha çok benziyor.
Söylemler kimsenin dikkate almayacağı şekilde seviyeyi düşürerek devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Savcısını tehtide varıyor iş :
· Akın! ( Savcı Akın Gürlek’ten bahsediyor ) Akıllı ol! Tepemin tasını attırma! Gelirim kapına ben asarım bizimkinin fotoğrafını!
· Akın ! Arsızlığın da bir sınırı var beni yanına getirtme!
Bizimki dediği her konuşmasında olduğu gibi “İmamoğlu” tıpkı varoş mahallelerde kadınların kocalarından bahsederken kullandıkları “ bizimki” sıfatı gibi.
Silivri’nin haber muhabiri gibi çalışan Caligula Özel’in Türkçeyi de katlettiği açık. Devlet adamı olmak aynı zamanda dili iyi ve yerinde kullanmaktır oysa Özel’in kendiyle birlikte batağa sürüklediği bir de Türkçesi var :
Örneğin canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönemde de aday olup olmayacağına dair bir soruya:
· Alnını karışlarım onun, ahanda buraya yazıyom.
· Avucunu yalarsın.
· Ahanda al sana kapak hodri meydan!
· Koyuyan mu koymuyon mu sandığı erkeksen gel hadi! Ahanda bekliyom!
Ve yazıya sığdırabildiğim birkaç Ö. Özel Türkçesi :
· Bugün sabah takvime, takvimime not ettim o iğrenç manşeti takvimime! Takvim, takvime, benim takvimime, takvimim! Yeni takvimler açılır Özel’in takvimi dediydi dersiniz!
Basın mensuplarına dönüp :
· Alın size çalışmadan manşet. Zaten çalışıyonuz mu siz? Çalışıp da napıyonuz!? Çalışıyonuz da noluya? Bu devranlar döner…
Edebimin elvermediği daha bir çok argo, tehdit, meydan okuma, halkı kin ve tahrike sürükleyen bir çok söylemi var Özel’in.
Özetle ;
Roma Arşivleri İmparator Caligula’yı “Gücün yozlaştırıcı etkisiyle deliren İmparator!” Olarak yazdıysa da son cümleye şunu düşer : “ Tüm çıkmazlarına rağmen kısa süren İmparatorluğunda gücü elinde tutmuş, etkin, yetkin ve geçerli bir İmparator olmuştur!” Yani tüm deliliğine rağmen yine de Roma İmparatorluğu için etkin bir siyaset yürütmüştür.
Özgür Özel için bunları yazmayacak tarih. Caligula ile ortak tek yanı psikiyatrik çıkmazları, tutarsız söylemeleri olacak. Son zamanlardaki vücut dili, cümle kurma şekilleri, kürsüye hakimiyetsiz mimikleri, el kol hareketleri ve tehditkar, hakaretvari üslubu dikkate alınmalıdır. CHP tabanı, yönetimi ve seçmeni Özgür Özel vakıasını yeni baştan gözden geçirmelidir.
Türkiye liyakat sahibi, dürüst, güven veren, hırsızı övmeyen, yolsuzluğa sahip çıkıp gözünü kör etmemiş siyaseti hak ediyor.
Günümüz CHP’si bu haliyle bu içeriksiz ve kendi rantına becerikli kadrolarıyla Atatürk ve Atatürkçü söylemleri kullanmamalı! Hakkı değil CHP’nin; bu içerikle bu liderle ve bu hırsız kadrolarla Atatürk’ün kurduğu Parti olmaya…
Toplumun tüm kesimlerini kapsayan, ayırımsız eşitlikçi, umut vaat eden siyasi söylemlere ve kavrayıcı, halkı hakça, ahlaklıca kollayıcı siyasete ihtiyaç varken, Özel gibi klinik vakıalar maalesef ki bekleneni vermek yerine Atatürkçü tabanı hayal kırıklığına uğratıyor. Atatürk’e yapılmış en büyük saygısızlık mevcut CHP siyasetidir çünkü Atatürk şemsiyesi altına sığınıp kurucu biziz diye yüzyıldır Atatürkçü seçmenden nemalanan aynı CHP’dir. Yeter artık! Demek lazımdır…
Esen kalınız değerli okurlar.
Yorumlar
Kalan Karakter: