YALAN, HAYATIN SAHTE MAKYAJIDIR!

Küçük çıkarlarımız uğruna söylediğimiz yalanların ruhumuzu kararttığının farkında değiliz. Çünkü gerçeğin aydınlık yüzünü yalanın karanlık odasına hapsediyoruz. 

YALAN, HAYATIN SAHTE MAKYAJIDIR!
14 Ocak 2021 - 20:52
 Bizim insanımızın en büyük problemlerinden birisi yalan tuzağında gizlidir. Günümüzün savrulan hayat tarzı içerisinde ayakta kalabilmek, daha ileri özlemlerimize ulaşabilmek, hatta politikada yer edinebilmek için bunun bir ahlaki sorun olduğunu düşünmeye gerek duymaksızın neden yalana başvururuz? Yalandan kazandığımızı günü gelince, gerçeğin itibarının alıp götüreceğini düşünmeyiz. Hani atalarımız demiş ya; ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’, diye. Çünkü yalanın ayakları yere basan bir tarafı yoktur. Duygularınızda çikolata tadı verse de doyurucu olamaz.
 
İnsanı büyüten yanı, yalan zırhına bürünerek hayat savaşına girmemesidir. Yalancı sinsi ve kuşkucu olur. Belki suni kazançlar elde edebilir, ama geçicidir bunlar, devamlı olamaz. Çünkü haram yalanın gayrimeşru çocuğudur Hayatın gerçeğinden uzaklaştıkça yalana yaklaşırız. Ancak yalan, açık denizde sığınılacak bir liman değildir. Çünkü onu besleyen temel unsur, hayat gerçeğinin dışındadır. 
 
Eğitim sistemimiz içerişinde, bu yönde çocuklarımıza bunun zararı mutlaka anlatılmalıdır. Ancak, önce günlük hayatta bizleri eğitecek uyarılara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Hayatın öldürücü virüsü olan yalanın kemirdiği nice şahsiyet, toplumda güven bulamamıştır. Güvenini kaybeden onurunu da kaybeder! Günümüzün en büyük problemi yalanı meşrulaştırmaktır.

Küçük çıkarlarımız uğruna söylediğimiz yalanların ruhumuzu kararttığının farkında değiliz. Çünkü gerçeğin aydınlık yüzünü yalanın karanlık odasına hapsediyoruz. 
 Şunu unutmamalıyız; yalan hayatın sahte makyajıdır. Bundan faydalanan insanlar, günü gelir, makyajı dökülmeye başlar ve gerçeğin sert duvarına çarparak dağılıp giderler. Sermayesi yalan olanın serveti buz dağıdır. O bir gün gerçek güneşinin karısında eriyip gidecektir. Yalanla beslenerek zenginleşenler hep fakir ölmüşlerdir!

Kaynak; Muhsin İlyas Subaşı

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum