KOD ADI: BÜYÜK DOĞU PROJESİ?

Siyonizmin Osmanlı coğrafyasını parçalamak adına bölgeyi "Ortadoğu" olarak tanımlamasının ardından hedeflediği "Büyük İsrail" rüyasında aldığı darbenin adının "Barış Pınarı" olması tesadüfi değildir...

KOD ADI: BÜYÜK DOĞU PROJESİ?
25 Kasım 2019 - 23:58 - Güncelleme: 26 Kasım 2019 - 00:05
Siyonizmin Osmanlı coğrafyasını parçalamak adına bölgeyi "Ortadoğu" olarak tanımlamasının ardından hedeflediği "Büyük İsrail" rüyasında aldığı darbenin adının "Barış Pınarı" olması tesadüfi değildir.
Asıl darbenin ne zaman olacağı ise denklemin Anadolu merkezli başlayarak Osmanlı coğrafyasında dalga dalga büyüyecek direnişle olacağı aşikar.

Siyonizmi savaş enstrümanı olarak kullanan İngiliz aklının bütün bir coğrafyanın yeniden tanzimini bu kez daha güçlü aktörlerle yapmayı denemesi ve sonuca ulaşmak adına ortaya koyduğu projeleri dikkatli takip etmekte fayda var.

Bölgede Nusayrilere, PKK bileşenlerine ve nihâi olarak Araplara ait özerk ve uydu devletlerin yerleştirilmesi için eski  kolonyal sömürge valileri hükmündeki Almanları, Fransızları ve İtalyanları coğrafyada kullanmaları yeni bir hadise değil elbette.

Siyonizmin asıl finansörlerinin beynelmilel Neocon çetelerini yöneten İngiliz kurmay aklının olduğu tarihsel gerçekliklerle ortadadır.

Arap Baharı projesinin gerçek amacı Osmanlı coğrafyasının yeniden tanzimini içeriyordu.
Bu projeyi sekteye uğratan cephenin Ankara olması bütün hesapları yeniden gözden geçirmeyi zaruri kılmıştır.

Şöyle geriye gidip baktığımızda Suriye politikalarında izlenen yolun projeyi tasarlayan emperyalistler için kendileri adına büyük bir hayal kırıklığı olduğunu bugünlerde daha rahat anlıyoruz. Suriye denklemi ya da emperyalizme hayat verecek enerji koridorunun istenilen düzeyde kontrol edilememesi bölgede farklı terör enstrümanlarını kullanmaya sevk etmiştir.

Suriye ile beraber Irak ve İran'ı içine alan koridorun sözde "Büyük İsrail" projesi olarak adlandırılsa da gerçekte beynelmilel Neocon çetelerinin lideri konumundaki büyük İngiliz rüyasıdır!

İngiliz rüyası diyorum, çünkü Osmanlı coğrafyası geçmişteki kolay şekillenebilir platformundan artık yönetilemez statüsüne evrildiği görülmüştür. Bu rüyalarını bozan en önemli unsur Anadolu'nun yeniden Osmanlı bakiyesi üzerinden kadim devlet olma paradigmalarına sahip çıkmasında aranmalıdır.

Şu gerçeği unutmamak lazım.
Adı geçen bölgedeki bütün yığınakların farklılık arzetmesi bizleri asla yanıltmamalı.
Gerçekte beynelmilel aklın etrafında kümelenen emperyalizmin kuklaları hükmündedir. Yerli işbirlikçileri ile her noktadan saldırmaları yeniden şekillendirilecek Osmanlı coğrafyasında paylarına düşeni alma telaşıdır.
Bugün emperyalizmin farklılık arz eden terör aparatlarının sayısının artması, kavganın nedenli büyük olduğunun yegane işaretidir.
Bu kavga çeşitlenen asimetrik saldırı tekniklerinin tamamının kullanıldığı bir sahaya dönüşmesi, "yüzyıllık" bir hesaplaşmanın da nedenli şiddetli olduğunu bize gösteriyor.
Anadolu'nun gerçek sınırlarını ancak Osmanlı'nın gönül sınırlarını bilenler çizecektir!
Özellikle şunu vurgulamakta fayda var.
Geçmişin aksine emperyalizmin metod olarak bugün en büyük silahı bloke edilen sosyolojik yığınlar ve işgal edilen zihinlerdir.
Anadolu'nun yeni paradigması, Osmanlı'nın torunları eliyle imar edilecek "Büyük Doğu"dur!
Bütün korkuları 2023'e kadar inşaa edilecek bu kadim devlet projesinin hayat bulmasındandır.
Binnur GÜNAY
Yazarın Diğer yazıları>>>

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum