Erdoğan Fetö'yü bilmiyor muydu?

Recep Tayyip Erdoğan, içinde bulunduğu siyasi ortamın kendi kızılelmasıyla örtüşmediğini biliyordu...

Erdoğan Fetö'yü bilmiyor muydu?
17 Şubat 2018 - 03:26 - Güncelleme: 17 Şubat 2018 - 03:32

Uğur Günder / Ülke Postası

Recep Tayyip Erdoğan, içinde bulunduğu siyasi ortamın kendi kızılelmasıyla örtüşmediğini biliyordu.

Ulaşmak istediği hedeflere ve sahip olduğu vizyona, ne Erbakan’ın partileri ne de o partilerin siyaseti cevap veremiyordu. 
Bütün bunların ötesinde yürüyeceği yol arkadaşları bir elin parmaklarını geçmiyordu.

İnce siyasetini güdebilmek ve siyasi erke ulaşıp vizyonunu hayata geçirmek isteyen Recep Tayyip Erdoğan, tehlikeli ve bir o kadar da meşakkatli bir yol izlemeliydi. 
Bunun için yapması gereken ateşten gömleği giymek ve kuralına göre oynamaktan başka bişey değildi.

İstanbul Belediye Başkanlığı’ndaki samimi gayreti ve çabalarıyla kendisine ilgi duyan kalabalığı arttırdı, var olan taraftarlarını da perçinlemiş oldu. 

Ancak yukarıda izah etmeye çalıştığım üzere siyasi erk için, içinde bulunduğu siyasi parti kendisinin beklentilerine cevap verecek vizyonda ve misyonda değildi.

Yeni bir oluşum ve bu oluşumu idame ettirecek bürokratik bir de itici unsur lazımdı. Bunu da kadrolaşmış bürokrasisiyle fetullah gülen ile sağlayabilirdi. Tabiri caizse sureti haktan görünüp fetöye sızmış, kendisinin kullanılabilir ve yönetilebilir bir lider olduğunu da fetöye ve dahi amerikan kulislerine de inandırmıştı.

İşte fevkalade tehlikeli olan bu akıl oyununu çeşitli manevralarla kabul ettirmiş ve nihayetinde 3 Kasım 2002’de o çok konuşulacak ve milyonları arkasına alacak hareketin başlangıcını atmış oldu.

Zaman zaman beraber yürümek zorunda olduğu sözüm ona dava arkadaşları tarafından sektelere uğrasa da, inandığı yolda yürümeye azimle,mücadeleyle bıkmadan usanmadan devam etti.
2007’den sonra hafif hafif rengini belli etmeye başladığında ise ipler yavaştan gerilmeye başladı. Türlü manipülasyonlarla alt edilmeye çalışılsa da siyasi zekası ve Allahü Teala’nın inayetiyle dozu arttırarak yola devam etti.

Karıncanın belini incitmeden hal yoluna koyup fetöyü paketlemek istese de çetin hesaplaşmalar buna izin vermiyordu. 
Fetönün Türkçe Olimpiyatlarında “ey muhterem hoca efendi, gelde bitsin hasretimiz” şeklindeki daveti salt bir davet değil, içinde gel de dünyanın kaç bucak olduğunu sana göstereyim manasını muhteva ediyordu. 
Elbette eli kolu uzun olan fetö bu ince davetin manasını bildiği için karşı taarruzlara başladı.
Herkesin malumu olan MİT MÜSTEŞARI KRİZİ, GEZİ OLAYLARI,17/25 ARALIK OPERASYONLARI vs vs.

Lakin 15 TEMMUZ 2016’da gözü dönmüş bu terör örgütü fetö son hamlesini yaptı. Siyasi tarihte çok zor görülen belki de ilk defa halkın bu kadar teveccühünü kazanmış bir liderin “meydanlara daveti” fetönün bütün planlarını alt üst etti. Milletin o vakur duruşu ve liderine olan sahiplenme duygusu galabe geldi.

Sonrası malumunuz işte. Kullanım süresi dolan fetö haysiyetsiziyle sökülmeye başlayan yumak, bugün aleni bir şekilde diğer devletlerin kartlarını açıktan oynamasına kadar geldi.

Allahü Teala hayırlı uzun ömürler versin Reis’e. Daha çok ipliğini pazara çıkartır bu deyyusların.

Öyle sızılmaz böyle sızılır işte. Daha da belinizi doğrultamazsınız.

Uğur Günder / Ülke Postası


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum