Piyasalarda neler oluyor?

ABONE OL

Dolar niye yükseliyor, hisse ve emtia borsaları niye düşüyor, Petrol daha da düşeceğe benziyor. Altında açığa alım daha da arttı. Düştükçe alanlar var. Hisse senedi borsaları tam bir yıkım yaşıyor. Çünkü, kaçış var...

Çin'de bazı ekonomik veriler açıklandı... Ocak - Şubat döneminde;
Yüzde 3 düşmesi beklenen sanayi üretimi yüzde 13,5 düştü.
Yüzde 2 düşmesi beklenen sabit yatırımlar yüzde 24 düştü.
Yüzde 4 düşmesi beklenen perakende satışlar yüzde 20,5 düştü.
Kısacası, beklenti ve hesaplamaların tutmadığı, 10 misli daha kötü bir senaryonun hayata geçtiği görüldü. Dünya'nın kalanı için de, bazıları için daha vahim olmak üzere, aynı sonuç bekleniyor.

Herkes tutmayan hesaplardan ürktü. Borsalar fiyat bilen ama değer bilmeyen egoist yatırımcıların hakim olduğu piyasalardır. Makul değerlere göre hareket etmeleri beklenemez. Ve dolar yükseliyor çünkü, güvenli liman olarak görülen 10 yıllık ABD tahviline kaçış var. Üstelik reel olarak eksi faiz oranı söz konusu. Tahvil ve faize kaçış ise, diğer piyasalarda depreme neden oldu. Amaç kâr etmek değil, riskten kaçmak. Dolar bunun için yükseliyor.

Petrol daha da düşeceğe benziyor. Altında açığa alım daha da arttı. Düştükçe alanlar var. Hisse senedi borsaları tam bir yıkım yaşıyor. Çünkü, kaçış var. Büyük fonlar tahvil alma peşinde. Yeni düzenin lokomotifi olacak diye beklenen bitcoin piyasası bile rekor düşüş yaşıyor. Bu panik düşüşün asıl sebebi de, işlemlerin gerçek ve olan bir para ile değil, opsiyonlu ve olmayan para ile yapılan kaldıraçlı piyasalar aracılığı kaynaklı olmasıdır. Teminatı yanan kaçıyor ve bu kaçış mantıksız bir zincirleme ile devam ediyor.
Ne mi yapmalı?
Bence altın tam alınacak fiyata geldi. Çünkü, panik yapan herkes ama herkes kaybedecek.
Finansal yatırım ve borsa işe ilgili şu iki kural asla aklınızdan çıkmasın:
1. Herkes panik yaparken ve korkarken cesaretli olan siz olun, riski görüp alın; herkes aç gözlü ve saldırgan iken, temkinli olun, satın ve bekleyin.
2. Hangi hisse senedine yatırım yapacaksınız, biliyor musunuz? Tüm borsalar bugün kapansa ve on yıl boyunca hiç işlem görmeyecek, açılmayacak olsa, yatırım yapmış ve almış olduğunuza üzülmeyeceğiniz hisse senedini alacaksınız.

Bu ilkelerin faydası şu olacak; sizi sürü psikolojisi ile sömürdükleri ve yoldukları kazlar arasına alamazlar ve kaybetseniz bile üzülmezsiniz.

Param olsa ASELSAN alır mıydım? Galiba hem de hiç düşünmeden alırdım.
Şu da aklınızda olsun ki; piyasalarda 1929 Büyük Ekonomik Buhranından daha büyük bir yıkım yaşanıyor.

Aslında neler olduğu çok karmaşıksa ve mesele anlaşılır bir durumda değilse, yapılacak olan şudur; paranın izi takip edilir.

Para, en basit tanımıyla, ortak değer olarak kabul edilebilen ve saklanabilen bir mübadele aracıdır.
Para, bazen devlet eliyle korunur, bazen de kendiliğinden oluşan şartlar gereği ortaya çıkar. Mesela uygulamaya bakarsak, altın en kadim para birimidir ve tuz da, Sahra Çölünün mecburi para birimidir.
Konu şindilik; kripto para... Kimliği saklı, sanal para.

Şu an tadavülde olan 1600'e yakın sayıda sanal para çeşitleri bulunmaktadır. Bitcoin, bunlardan sadece biridir. Bu sanal paraların toplam piyasa değeri de, trilyon dolarları geçmiş durumdadır.

2008 yılı Kasım ayında, Satoshi Nakamoto kod ismi ile bir yazılım manifestosu yayınlandı. 2007-8 yıllarının bir yapay kriz dönemi olduğunu hatırlarsak, büyük resmi daha iyi görmek mümkündür. Kriz ve sonrası yeniden yapılanma hikayesidir işin aslı. Tabii ki, her hikaye zaman aktıkça devam eder.

2009 Ocak ayına gelindiğinde ilk Bitcoin blok oluşturuldu. Sonra diğer bloklar... Bu, bloklar dağınık defteri kebir esasına dayanan hücresel sistemden oluşuyordu. Şu anda zincirde 500 bin blok vardır ve toplamı 100 GB kadar ancak yer tutmaktadır. Yani normal bir laptopta bu bilgilerin tamamı hafızanın onda biri kadar bir yer tutmaktadır.
Donuca götürecek bilgileri de atlamamak gerekirse...
Bitcoin ağına bağlı bilgisayarlara "uç" denir. Bu uçların dağılımı ilginçtir:
ABD 3200
Almanya 1970
Çin 820
Fransa 780
Türkiye 18

Şimdi güncelleme yani 2008 öncesi bildiklerimizi hatırlayalım.
Dünyada kayıtlı tüm parada, gelmiş geçmiş en büyük banker ailesi olan Rothschild Grubunun izi vardır.
ABD Merkez Bankasını oluşturan beş banka bu ailenin kontrolündedir.
Almanya Merkez Bankasının yüzde 34'ü artı borsada halka açık kısmı da bu ailededir.
Çin'in dünyanın en büyük bankalarından olan iki bankasının sahipleri de yine aynı kişilerdir.
Yani, yukarıdaki "Bitcoin Uç Dağılımı" ile adı geçen ailenin sahip olduğu parasal düzeni üst üste koyduğumuz zaman aslında her şey ortaya çıkmaktadır.
Bitcoin'in kullanımı kimsede değilmiş... İnandık mı?
Hani ne diyordu Tevrat'ta?
"Parayı seven, paraya doymaz." Doymuyorlar.
Bitcoin karşılığı ürün satan firmalar var. Sahipleri de biz değiliz.
Dolar 1971 yılından bu yana karşılıksız basılıyor. 2008 krizinde 4 trilyon civarında karşılıksız dolar basıldı. Ayrıca bu rakamın iki misli kadar da, vergilerle fonlara kesilen haraçlar var. Bu fonların büyük kısmının hatta tamamının Arap sermayesinden oluştuğunu söylememe gerek yok sanırım.
Dolar zaten sanallaşmıştı. Piyasaya Bitcoin de girince, yani "mahalle yanarken saçını tarayan ablanın" adını ve mesleğini artık özgürce haykırmasının zamanı gelmişti. Yapılmaya çalışılan da bu.
Dünya'da üretilen mal ve hizmetler toplamının değeri 80 trilyon dolar. Toplam servet, 280 trilyon dolar. Ve ticaret hacmi 800 trilyon doların çok çok üstüne çıktı. Ve bu ticaretin karşılığı basılı para değil. Kaldıraçlı, vadeli ve opsiyonlu piyasa işlemleri.
Dolar, zaten bir sanal para... Gerçek bu.
Bitcoin Borsalarına bakarsak, kuruldukları ülkelerin düzenlemelerine ve kanunlarına tabidirler. Ama bu kanunlar nedense 2009 yılından bu yana hiç bir zaman hazır olmamışlardır. Sanal para hiç maliyetsiz bir şekilde, yüksek bedellerle halka dağıtıldıktan sonra ise, bütün dünyada vergilendirilecektir.
Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ama önce paranın icad edicileri kaymağı toplamaları gerekiyor.
Peki fıkıh bu konuda ne diyor? Bunu da bilelim.
24 Kasım 2017 tarihinde Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu bir açıklama yaptı. Ama daha açıklamanın başında para tanımını yanlış yaptığı için, devamında ne dediğinin zerrece önemli olduğunu sanmıyorum.
Diyanet, Mısır ve Filistin fetva kurulları ve Hayrettin Karaman sanal para kullanımının haram olduğuna hükmetti. İlk gerekçeleri devlet garantisinin olmaması... Yani Büyük Sahra da tuzu, ihtiyaç ve mübadele aracı olarak kullanmak haram mı şimdi? Dedim ya hepsi paranın tanımını yanlış yaptılar.
Sadece paranın tanımını mı? Sanal paranın hepsini sadece Bitcoin olarak kabul edip, bir de algıya teslim oldular. Piyasada 1600'e yakın çeşit sanal para var ve hemen hepsi farklı teknolojik özellikler taşıyor.
Sık sık diyorum ya, güncel tefsir ve konunun uzmanının katkısı... Kaldı ki ben bu konunun uzmanı değilim... Sadece yarım saatlik bir araştırmanın ardından aklımda kalanları yazıyorum.
Peki fetva kurulları neden bu algıya kurban oldular?
Para, sadece mübadele aracı değildir... Çağımızın çok zeki ve aklına çok güvenen fıkıh allameleri maalesef artık kadim tanımlamaları umursamıyorlar. Gazâli yaşasaydı bugün; muhtemelen yine dünkü gibi derdi ki; "para bir uzlaşma aracıdır."
Mübadelede karşılıklı rıza varsa, gerisi önemli değildir.
Şunu bilelim. Bitcoin aslında sanal doları meşrulaştırmak için var. Doların izi takip ediliyor. Sanal parada ise iz takip edilemiyor ve sadece şifrelerle işlem yapılıyor. Bitcoin olgunlaşacak, dönüşecek ve doların stepnesi olarak hazır olacak.
Şöyle bir soru var aklımda:
Terör örgütlerinin finanse edenler, sizce nasıl gizlenebilirler?
Sanıyorum ki meselenin özü de budur. Hiç bir zaman karşımıza delikanlıca olmayacaklar.
Ve asıl soru şu:
Niye para sistemini sanallaştırmak istiyorlar?
Çünkü, sistem sıfırlandığında herkes parasız kalmalı ve sistemin sahibine itaate hazır olmalıdır.
Şu anda altın bile, reel olan varlığının en az 10 misli işlem görüyor. Petrol fiyatları dibe vurmuşken, altın niye düşüyor sanıyorsunuz? 1 lirası olan kuyumcu, altın fiyatları yükselecek diye kredi ile en az 10 liralık altın aldı. Buna açığa alım deniyor. Kredisi bitince, teminatı yanacak. Piyasaya hakim olan büyük bankalar da kuyumcuları ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu savaşın sonunda çok kişi batacak. Bu kesin.
Para piyasalarında bu olanların, koronavirüs olmasa da yaşanması bekleniyordu. 2020 Şubat sonrası başlayacak ve yılın yaz sonlarına kadar zirve yapacak bir finansal kriz ihtimalinden çok defa bahsetmiştim. Şimdi olan da budur.
Koronavirüs etkileri asıl yıllık kar beklentileri öncesi görülecek. Türkiye istisna. Çin'in yarıya düşen üretimi en fazla bize yarayacak.
Türkiye sanayi üretiminde yüzde 7,9 büyüdü. En son veri bu... Dolar sabit kalsa, faiz ve enflasyon eksilere yakın olsa, bu rakam, bu oranda büyüme ifade edecekti. Şimdi büyüme ne bekleniyor? En fazla yüzde 3 civarı.
Gelen üretim fırsatlarını, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch gördü. Geçen haftalarda Türkiye'nin büyüme rakamında olumlu anlamda revizyona gitti.
Yani kısacası enseyi karartmaya gerek yok. Müslüman akıllı olmalıdır. Siyasetle ilgilenmeyen akıllıları aptallar yönettiği gibi, ekonomi ile ilgilenmeyen parasını faizde, dolarda, kirada değerlendiren rantçı zenginleri de bu işi iyi beceren şeytaniler yönetir. Şu anda aynı ile vaki olan da aynen budur.
Sokrat'ın dediği gibi, siyasetle ilgilenmeyen akıllıları aptallar yönettiği gibi, ekonomi ile ilgilenmeyen parasını faizde, dolarda, kirada değerlendiren rantçı zenginleri de bu işi iyi beceren şeytaniler yönetir. Şu anda aynı ile vaki olan da yani gerçekleşen de aynen budur... diye bitirmiştim.
Şu ayrıntıyı dikkate alırsak yanılma payımız ve bizi yönlendirme ihtimalleri azalır.
Kabul... Dünyanın yüzde 90'ını binde 2'lik bir azınlık yönetiyor. Sermaye de bunların elinde. Şimdi sadece tek hedefe kilitlenirsek veya bize gösterilenle uğraşırsak bütün enerjimizi kaybederiz.
Türkiye'de defalarca darbe yapıldı. Hepsi ayrı bir gerekçe ile ve farklı kişilerce yapıldı. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 2013 Gezi, 17-25 Aralık, Mit Turları ve 15 Temmuz... Mesela en sonuncusunda yani fetoşçular ile mücadelede, sahada çok sağlam tokat attığımız halde masada niye başarılı olamıyoruz? Çünkü FETÖ maskesini gözümüzde o kadar büyüttük ki, onu kukla gibi kullanan adam yani taşeron bile değil, yani bizzat CIA'nın kendisi olduğu apaçık olan kişilere "ama bu lavuk fetoşçu değil" diye hoş görü ile baktık. Mesela en son Libya MİT şehidlerimizin ismini veren prof unvanlı kişinin eline o isimleri kim tutuşturdu?
Demek istediğim o ki, maskeler değil, maskenin ardındakileri merak etmemiz gerektiği için paranın izini takip etmek lazımdır. Yoksa bir aile ismi bile olsa, deşifre olunca başka kimliğe bürünmezse o işi yürütemez.
Kredi derecelendirme kuruluşlarına, büyük küresel bankalara ortak olmayan küresel şirket neredeyse yoktur. Fitch veya Moody's... Microsoft, Google, IBM, Amazon, Apple... Bunların hepsi birbirine ortak. Aynı ortaklık mesela coca cola için de geçerlidir veya Türkiye'deki bir çok özel banka için de...Yani para piyasası ile ortak olmadan, onun haracını ödemeden küresel olmak mümkün değildir veya mümkünse bile, şu ana kadar fazla bir örneği görülmedi. Japonya'sından, Almanya'sına ve Amerika'sından Çin'ine kadar bu durum böyle. Türkiye'nin dış borçlanması, uluslararası tahvil işlemleri de mesela, Alman Merkez Bankası ve FED ortağı olan Citibank tarafından yapılıyor.
Konunun mantığını anlatmaya çalışıyorum. Yoksa teknik ve temel analiz detayları çok kişinin uykusunu getirir.
Koronavirüs hayatımıza girmeseydi de bugün yaşanacak olan kriz yaşanacaktı, bekleniyordu. Kaldıraçlı işlem piyasaları çok şişmiş ve patlamak üzereydi. Hatta 2008 krizinin çok daha fazlasının yaşanacağı öngörülüyordu.
Şimdi virüs bahane oldu.

Koronavirüs nedir?


Koronavirüs komplo veya değil... Ayrı konu ama olay para piyasaları için kullanılıyor. Olan bir şeydi belki de, aktive edildi sadece. Bilimsel açıdan da incelemek lazım.
Neyse...
Rusya ve Çin, çok yakında iç çalkantılara gebe olacak, dünya para piyasasına dilenmeye çıkacaklar. İran nasıl borç aramaya çıktı? Ekonomisi yüzde 40 küçülen Çin durumun vehametini sahaya dönünce görecek. Rusya, yeni petrol kuyularını maliyetinin üstünde çalıştırmaya daha ne kadar dayanacak?
Amerika, Kasım seçimleri öncesi son kozlarını oynuyor. Yoksa dolar da, sanal para piyasası da elinde patlayacak. Bu oyunu kurmak ve oynamak zorundaydı, elinden geleni yapıyor.
ABD için senaryolar Kasım seçimi sonrası gündeme gelecek. Dünyanın dört bir yanındaki küresel şeytani güçler bu nedenle ABD'i ilk planda hedefe oturtmuyorlar. 10 yıllık tahvillerde eksi faiz var ama dolar yine de ABD'ye dönüyor. Düşmüyor, yükseliyor.
Enflasyon yüzde 1 ama borsa yüzde 20 düştü. Enflasyonun 20 misli düşüş. Reel zarar oranı bu.
Türkiye'de ise borsa düşüşü enflasyonun 2 misli. Reel değer olarak meseleye bir de böyle bakmak lazım.
Tamam durum kötü ama dünya öyle bildiğiniz gibi değil.
Türkiye için finansal kalem değerlendirme ve öngörülerim ise kısa kısa şu şekilde...
Dolar:
Yılsonu için 6,50 beklentisi erken görülecek gibi hatta, gördü de... Kasım sonrası için yine yılsonu hedefi geçerli.
Faiz:
Yıllık enflasyon ile başabaş gider. Yıllık yüzde 9-12 arası gidip gelir.
Borsa:
Yıllık bilanço beklentileri satıldı, virüs satılıyor ve bitmedi. 100 bin altı düşüp güç toplamadan, işlem hacmi yapmadan güvenilir görünmüyor. Önce herkesin panik olup satması lazım ki, borsayı paraları ile yukarı çekecek olanlar alım yapsın, borsa yükselsin. 90 binleri görür diye bekliyorum. Reel anlamda yani enflasyondan arındırılmış yüzde 20 düşüş yaşamadan toparlanma beklemiyorum.
Altın:
Normali yükselmesi gerektiği idi. Ama düşen petrol fiyatları karşısında o kadar kişi açık alım yaptı ki, kolay durulmaz. Sadece kuyumcu değil banka batışları bekliyorum. Kimin kredisi nereye kadar dayanır, net olarak kestirmek güç. Ama petrol şimdiki gibi 40 dolar altında kaldıkça, uzun vadede toparlar, diye düşünüyorum.
Paranın yöneticileri ile ilgili Tevrat'ran şu söz ile konuyu kapatayım.
"Parayı seven paraya doymaz ve parayı tuzu öldürür."

Gündüz Demirhan

piyasalar piyasalar ne olacak piyasalar saat kaçta açılır piyasalar ne zaman açılıyor 2020 piyasalar son dakika