DİKKAT..! ÜLKEMİZİ İÇERİDEN ELE GEÇİRİYORLAR..!

Ülke Postası ulkepostasitv@gmail.com
ABONE OL

Bu ülkede öyle bir grup var ki vatandaşın en önemli ihtiyaçlarını ve en büyük zevklerini belirleyip, bu temel ihtiyaçların teminini zorlaştırma yöntemiyle hem servetine servet katıyor. Hem de hükümetleri zor durumda bırakmak suretiyle, devleti tehdit etme ve el altından yönetme yönlendirme imkanı buluyor hem de kendi medya gruplarında yaptırdığı algı operasyonlarıyla, halkın devlete karşı duyduğu güven duygusunu sarsıyor. Arkadaşlar insanların hayatlarını idame ettirmek için ihtiyaç duyduğu en asli ihtiyaçlarının ilk sırasında beslenme ikinci sırasında barınma gelir bunu çok iyi bilen bu Yahudi lobisi, öncelikle bu milletin gıda olarak en çok sevdiği ve tükettiği gıdaları belirleyip sonrada el altından bu gıda sektörlerini tekellerine alır gerekirse depolarda çürütür gerekirse denize döker gerekirse toprağa gömer. Fakat mutlaka o gıdaları kara borsaya düşürür sonrada topraktan çıktığında bir lira olan domatesi 6 liraya, millete satışını sağlar böylece bir taşla iki kuş vurur. Hem çiftçileri mağdur ederek devlete kışkırtır hem satın alan vatandaşı madur ederek vatandaşı devlete kışkırtır hem de arada en büyük aslan payını kendi kaparak, parasına para kapar. Nasıl mı.? Hemen izah edeyim. Bakın Türk milletinin en çok tükettiği gıdaların başında patates, pirinç, kuru fasulye, soğan, et, süt ürünleri, yağ, domates, hamur işleri ve simit geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu ülkede bunları bizden daha iyi bilen bunu bir rant haline getirip Türk halkını sömüren, dolandıran ve devlete karşı kışkırtan bir lobi var aslında daha cümleye başlamadan kimden bahsettiğimi anladınız sanırım. Yahudilerin içimizdeki uzantıları olan koç ve doğan grubu ve de muhafazakar kes mi avlarına düşürmekle görevlendirdikleri Fetocular’dan bahsediyorum. Bunlar bu milleti sömürerek arka planda elde ettikleri gelirin bir kısmını kendilerine ayırırken, büyükçe bir kısmını da yahudi’lerin sermaye havuzuna aktarıyor.rnrnŞimdi azıcık geçmişe gidelim, ne demek istediğimi anlayacaksinız.rnrnHatırlarsanız bir kaç sene önce pirinç yok diye ortaya bir yalan attılar. medyada bu yalanı şişirecek haberler yaptırdı’lar ve o dönemde fiyatı 2 lira olan, pirincin fiyatı bir anda 5 liraya fırlatıldı ve halen 5 liradan pirinç yiyoruz. Paketlenmiş pirinçlerde bu fiyatlar kilo başına 8 ila 9 liraya kadar çıkıyor. Aslında o donemde pirinç çok boldu. Fakat ülkemizdeki yahudi’ler, yani doğan ve koç grubu tarlaları önden kapatmak suretiyle bütün bakliyat piyasasını ele geçirdi. Pirinçleri depolarda çürüttü, ama yine de piyasaya sürmedi. Hem önden tarlaları çok ucuz fiyatlara kapatarak çiftçiyi mağdur etti, hem vatandaşa karaborsa usulü satarak vatandaşı mağdur etti, hem satışları düşürerek esnafı mağdur etti, hem de servetine servet kattı ve halen bakliyattaki bu tekel devam ediyor.rnrnBu lobi fazla olan ürünleri gerekirse denize döküyor, fakat asla fıyat’ların düşmesine müsaade etmiyor. Farkındaysanız. bundan üç dört yıl önce kilosunu 5 liradan aldığımız kuru fasulyenin fiyatı şu anda 20 liralara kadar dayandı. yine hatırlarsanız uç dört sene önce medyada hemen hemen her haber bülteninde her gün, patates soğan yok muhabbeti yaptılar. Domates yok, iyisini Rusya’ya ve dışarıya gönderiyorlar. Kötüleri de içerideki vatandaşa pahalıya kakalıyorlar muhabbetleri döndü durdu ekranlarda.rnrnOysaki durum hiçte öyle değildi..rnrnAntalya’daki ve Çukurova’daki bütün yeşil gıda yetiştirilen tarım alanlarını ve seraları koç grubu ele geçirmiş durumda. özellikle domates Piyasa’sının neredeyse tamamı kendilerine ait. Fazlasını gerekirse toprağın yüzünde bırakıp çürütüyorlar. Fakat fiyatları düşürüp vatandaşa ucuzdan yedirmiyorlar. yetiştirdikleri tohumların tamamı da İsrail’den ithal ediliyor. Son dönemde artan kanser vakalarından dolayı tohumların içeriğinin araştırılması talep edildiğinde, devlet içerisine sızdırdıkları uzantıları tarafın dan bu tohumların araştırılmasına da müsaade edilmiyor.rnrnSonrada başında BİZ TÜRKİYE OLARAK TOHUMU BİLE İSRAİLDEN GETİRTİYORUZ diye bir yaygara koparıyorlar. bunu vatandaşın beynine de kazıyorlar. al işte sana, vatandaşı devlete karşı kışkırtacak bir algı operasyonu daha devlet ekim dikim mi yapıyor ki, tohum getirtsin. ekim dikim kim yapıyorsa, tohumu da o ithal eder diyen yok bu ülkede. Ve yine hatırlayacaksınız. Türkiye’de yakın zamana kadar, sokakta satış yapmalarına ses çıkarmadıkları bir seyyar satıcı kitlesi vardı. bunlar kestaneciler. Simitçiler ve kokoreççilerden oluşan çok ufak bir kitleydi.rnrnDevlet’te bu gariban insanlara göz yumuyordu, çünkü bunlar sokak lezzetleriydi. vatandaş elini uzattığın da hemen alabilmeliydi. bu gıdalar sokanda alelacele tüketildiğinde güzel oluyordu. Devletin içerisine yerleştirilen ve Yahudi’lerin Türkiye uzantısı olan fetocular tarafından bu işe de el atıldı.  sokak satıcıları devletten vergi kaçırıyor diye bir yaygara kopartıldı.rnrnhooop..rnrnHayatımızı kolaylaştıran ve sokaklarımıza renk katan bu gıdalarda simit sarayı, simit dünyası gibi isimlerle markalaştırıldı ve dükkanlara sokuldu. Aralarda istisnalar olsa da, sokakta satış yapmalarına izin verdikleri kişiler ise ya kendi cemaatlerinin içindeki kişiler yada belediye içerisinde tanıdığı olan kişilerden oluşuyor. ET piyasasina gelince. Şimdilerde de ekranlarda ET YOK. KÖYLERDE HAYVANCILIK BİTTİ. KESİM YOK. yalanıyla milleti kandırıyorlar. Aslında ülkemizde ette var. hayvanda var, fakat devletin elinde değil. Yahudiler bu piyasayı da ele geçirdiler ve devleti etle tehtid ediyorlar. koşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. devlet dışarı dan ucuza et temin etmeye kalktığındada kesimler helal olmayabilir gibi bir algı operasyonu çekiyorlar.rnrnohhh.. misss.. işin ilginc yanı..bu.rnrnEt yok muhabbeti Devlet’ci diye bildiğimiz medya kuruluşlarınca da çok fazla dillendiriliyor, fakat işin iç yüzü vatandaşa anlatılmıyor. Anlatılsa emin olun bu millet devletine destek olmak için belki de yıllarca ağzına et sürmez, ama ne maksatla bilinmez. anlatmıyorlar işte.rnrnBakın arkadaşlar..rnrnBu ülkedeki hayvancılık sektörü hiç bir zaman köylünün yetiştirdiği üç beş tane 300 500 tane hayvanla ayakta durmadı. Yatırımcıların kurduğu büyük çiflik’ler satmyesınde devletin et ihtiyacı karşılanıyor, yani hayvancılık bitti yalanına inanmayın. hepsi hikaye. AYDIN DOGANIN GÜMÜŞHANE KELKITTE ÇOK BÜYÜK ARAZİLER KAPATARAK  ÇOK BÜYÜK CANLI HAYVAN ÇİFTLİKLERİ KURDUĞUNU VE ÜLKEMİZDEKİ ET VE SÜT PİYASASINI ELE GEÇİRDİĞİNİ. MEZBAHANE VE SATIŞTAKİ KASAPLIK AYAĞINIDA FETOCULARA TESLİM ETTIĞINI DAHA ÖNCEKİ YAZIMDA SİZLERE BAHSETMIŞTIM.rnrnAnlayacağınız en çok sevdiğimiz ve en çok tükettiğimiz ne varsa içimizdeki bu yahudi lobisi elimizden alarak hayatımizı zorlaştırmaya calışıyor. Gelelim Barınma, yani emlak piyasasına bundan bir kac yıl önce devlet içerisine sizmiş kriptolar tarafın dan yine bir yasa çıkartıldı. bu yasaya göre Bütün Emlakçıların eğitime tabii tutularak belge alması mecburiyeti getirildi. Bu bir taktikti. Hem emlakçılar için işleri zorlaştırmak. Hem de hepsini tespit için çıkartılmış bir yasaydı bu. Maksatsa emlakçıların hepsini kendi kurdukları çok büyük emlak danışmanlık şirketlerinin bünyesi ne toplayarak, hem emlak piyasasının tamamını ele geçirmek, hem satışa düşen kelepir gayri menkullerden haberdar olup ele geçirmek, Hem emlakçıları bu yöntemle sattıkları gayrimenkuller üzerinden haraca bağlamak, hem emlak piyasasındaki fiyatlarda belirleyici olmak. hem piyasaya verecekleri gazla fiyatları şişirerek vatandaşın canını yakmak. Hem de peşin alamayacak olan vatandaşları zaten elinde bulundurdukları bankacılık sektöründen kredi çekmeye mecbur bırakarak, birde vatandaşı maddi olarak zor durumda bırakmak. böylece hem gayri menkul üzerinden hem de kredi faizleri üzerinden iki taraflı olarak vatandaşın cebindeki parayı tırtıklamak, bu piyasanın bütün kaymağını kendileri yemek icin belirledikleri taktik ise, ülkelerdeki emlakçıları daha önce kurdukları ve adını marka haline getirdikleri çok büyük birkaç emlak danışmanlık şirketlerine bağlama taktiğiydi, siz benim hangi firmalardan bahsettiğimi anladınız sanıyorum..rnrnBaşardılar mı..???rnrnBaşardılar maalesef. kendilerine bağlanmak ve haraç vermek istemeyen bütün küçük emlakçılar işi bıraktılar, saha artık onların elinde, mütahit’lerin bir çoğu onlarla işbirliği yapmak zorunda. aksi taktirde piyasaya tutunma gibi bir lüksleri yok...rn rnrnHer şey bir yana dursun.rnrnBakin simdi.. bir şeyden bahsedeceğim. beyinleriniz yanacak. Son donemde ERDOĞAN SAYESİNDE YENiDEN MİLLİLEŞEN bu toplumun, milli duygularını istismar etmekten bile utanmayan bu Yahudi lobisi, bu senenin modası olarak, askeri montlar. yelekler. gömlekler botlar ve askeri techizat olarak aklınıza ne geliyorsa onları belirledi.  kendilerine ait belli markaların eliyle satışa sundu, bizlerde millileşme adına. askere moral, devlete bağlılık, safimizi belli etme adına Türklerin ürettiği ürünleri bırakıp. bu yabancı menşeli. fakat kalite kokan markalardan alıp seve seve kullanıyoruz ve böylece millileştiğimizi zannediyoruz. yani milli yönden bile sömürülüyoruz. de varın.. ötesini siz düşünün..rnrn