TARİHİN ARDINDAKİ DELİ YÜREK.

Tülay Türedi tulay.turedi@gmail.com
ABONE OL

TARİHİN ARDINDAKİ DELİ YÜREK   Tülay'ın Kaleminden Arnavut Enver Paşa     Bazen bir milleti anlatmak için sadece bir ismi fısıldamak yeterlidir Enver Paşa…   O sadece bir subay bir paşa ya da bir politikacı değildi. O vatanın bağrından çıkmış, Kosova’nın o serin dağlarından esen özgürlük rüzgârıydı. Kökleri Osmanlı toprağının en kadim yerlerinden Kosova'dan uzanırdı. Ve ne garip bir yazgıdır ki Mustafa Kemal Atatürk gibi o da Balkanlar'ın, Makedonya’nın, Rumeli’nin çocuklarındandı. Onlar aynı gökyüzünün yıldızlarıydılar. Selanik Vilayeti’ne bağlı iki yiğit soydaş Manastır’da büyürken kader Osmanlı'nın son nefeslerinde ikisini de milletin umudu kıldı. Enver Paşa daha genç bir kurmayken Osmanlı’ya olan aşkını silahıyla değil fikriyle, mücadeleci duruşuyla ortaya koydu.  II. Meşrutiyet’in ilanında hürriyet uğruna sokak sokak mücadele eden oydu. “Millet uyanmalı!” dedi ve bu uğurda canını dişine taktı.   Elbette ki tarihlerde hatalar da yazar, acılar da. Sarıkamış onun hanesinde talihsiz bir kara yazıdır. Lakin o kara yazının içinde bile bir yiğidin “vatan” uğruna neye göğüs gerebildiğini görmek gerekir. Donmuş topraklara düşen her asker onun yüreğinde bir yaraydı. Ama geri adım atmadı. Ülkesini düşmanın elinde görmektense canını ortaya koymayı seçti. Bakın bu satırları yazarken bile gözümde canlanıyor Orta Asya’nın sonsuz bozkırlarında elinde silahı, gönlünde Türkistan sevdasıyla ileri atılan bir Enver Paşa.  Düşünün Osmanlı yıkılmış, o çoktan ülkesinden uzaklaştırılmış ama o hâlâ mücadele ediyor. Neden mi? Çünkü onun için “vatan” sadece bir sınırdan ibaret değildi. Türk’ün yaşadığı her yerdi vatan.   Bugün dönüp de arşivlere bakıldığında hakkında çok şey yazıldığını görürüz. Kimisi eleştirir, kimisi över. Ama dostlar şunu unutmayalım Enver Paşa’yı anlamak için onu zamanının ruhuyla okumak gerekir. O çöküşe direnen bir imparatorluğun kalbinde milletine yeniden bir ruh üflemeye çalışan yorgun bir kahramandı.   Atatürk’le arasındaki farklar konuşulur hep. Evet farklıydılar. Biri daha stratejik, diğeri daha atılgandı. Ama ikisi de bu toprakların evladıydı. Ve ikisi de farklı yollardan yürüyerek aynı hedefe yöneldi. Bağımsız, onurlu bir Türk milleti!  Son nefesini Sovyet kurşunlarına göğüs gererek Tacikistan'da verdiğinde ardında bir ömürlük mücadele bıraktı. Bugün Türk milletinin evlatları hür ve başı dik yaşıyorsa bu toprakların nice Enverlerine, nice Mustafalarına, nice şehitlerine borçludur. Enver Paşa’yı sadece bir paşa olarak değil bir idealist, bir direnişçi ve en önemlisi vatanını her şeyin üstünde tutan bir Türk evladı olarak hatırlamalıyız. Çünkü o tarihin gölgesine gizlenmiş değil yüreğimizin en aydınlık köşesine kazınmış bir kahramandır. Unutmayın Aziz Milletim … Enver Paşa bir devrin hatasıyla değil cesaretiyle anılmalı. Onun alnında ter, omzunda sancak, kalbinde millet vardı. Yenildi belki, ama asla diz çökmedi!  Geriye sadece bir isim değil; Bir duruş, bir mücadele, bir ideal bıraktı. Ve bilinsin ki; Bugün Türk'ün sancağı hâlâ dalgalanıyorsa, Enver hâlâ yaşıyor demektir. O artık yalnızca bir tarih satırı değil… O, vatan deyince gözleri dolan herkesin kalbindedir. O, yeri geldiğinde tek başına bir millet gibi savaşanların adıdır. O, Türk milletinin boyun eğmeyen ruhudur! Ses ver şimdi: Toprağın altındaki yiğit duysun seni! Rahat uyu Enver Paşa bu millet seni unutmadı! Mustafa Kemal Atatürk’e, Enver Paşa’nın, Aziz şehitlerimizin ruhları şâd olsun.    Araştırmacı / Gazeteci  Tülay TÜREDİ