Türk Aklı Dünyaya Yön Veriyor

Rafet Ulutürk rafetuluturk@bulturk
ABONE OL

Rafet ULUTÜRK
“Silahı olan güçlüdür, ama aklı olan yön verir.”

Dünya, her gün değişiyor. Ama artık değişimin yönünü sadece süper güçler değil, aklıyla tarih yazan milletler belirliyor. O milletlerin başında da Türkiye geliyor. Çünkü artık dünyada yalnızca toprak değil, teknoloji savaşları yaşanıyor. Ve bu savaşta kazanan; kimsenin silahını değil, kendi yazılımını kullananlar oluyor.

Geçtiğimiz haftalarda Hindistan’ın kendi savaş uçaklarını, kendi füzeleriyle düşürmesi; bir teknoloji arızasından öte, bir zihniyetin çöküşüdür. Çünkü bu olay, sadece bir sistem hatası değil; Batı’nın parçalayıp sattığı teknolojinin bağımlılık zincirinin kırılmaya başladığının göstergesidir. Ve tam da bu kırılmanın ortasında Türkiye, kendi aklını sisteme kodlayan bir öncü güç olarak yükseliyor.

Asya’nın Gücünde Boşluk: Türkiye’nin Akıllı Hamlesi
Asya Pasifik’te güç yarışı her geçen gün kızışıyor. Çin, sertliğiyle itiyor; Hindistan, hantallığıyla zayıflıyor. ABD ise artık bölgeyi uzaktan yönetemiyor. İşte bu atmosferde Türkiye, ne Batı’nın uşağı ne Doğu’nun taşeronu olmadan, kendi eksenini kuruyor.

Azerbaycan’da teknolojiyi cepheye sürdü. Libya’da stratejiyi denize taşıdı. Somali’de güvenlik sistemini kurdu. Balkanlar’da Türkçe konuşan algoritmalarla kardeşliğini güçlendirdi. Kısacası Türkiye artık sadece coğrafyada değil, siber uzayda, zekâda, savunmada, diplomaside bir aktör.

Yapay Zekâ Çağında Kimin Düğmesine Basacaksın?
Yeni çağın en tehlikeli silahı, yanlış kodlanmış bir algoritmadır. Hindistan bunu acı şekilde yaşadı. Türk savunma sistemleri ise tam tersi bir örnek. Bayraktar TB2 ve Akıncı, hedefi kendisi tanıyor, dostunu düşmanını ayırt edebiliyor. ASELSAN’ın radar sistemleri, HAVELSAN’ın simülasyon altyapıları, ROKETSAN’ın millî füze teknolojileri bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey sadece bir silah değil; yerli zekâya sahip bir ordudur.

Türkiye, dışarıdan alınan çiplerle değil, içeriden geliştirilen fikirlerle yol alıyor. Çünkü mesele mermi değil; kararı kimin verdiğidir. Bu çağda kendi kararını veremeyen, kendi savaşını da kazanamaz.

Silahla Değil, Akılla Yükselen Bir Medeniyet
Türkiye’nin teknolojik yükselişi, sadece bir mühendislik başarısı değildir. Bu bir medeniyet uyanışıdır. Selçuklu’nun bilgeliğiyle, Osmanlı’nın vizyonuyla, Cumhuriyet’in kararlılığıyla şekillenen bu yürüyüş, artık yeni bir çağın habercisidir. Artık Türk olmak, sadece bir kimlik değil; bir akıl biçimi, bir çözüm modelidir.

Hint füzeleri kendi uçaklarını düşürürken, Türk SİHA’ları müttefik ülkelerin güvenliğini sağlıyor. Hindistan kimin dost, kimin düşman olduğunu yazılım hatasından öğrenirken, Türkiye kendi dostunu gönül coğrafyasından tanıyor.

Bu bir üstünlük değil; bu bir aydınlık yürüyüştür.

Türkiye Artık Her Yerde, Çünkü Her Şeye Hazır
Dünyanın yeni düzeni, sadece ekonomik ya da askeri değil; akıl temelli bir düzendir. Türkiye, bu düzende artık figüran değil, oyun kurucudur. Karabağ’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar uzanan hat; sadece bir harita değil, Türk aklının yörüngesidir.

Ve artık dünyada sorulan soru şudur:
“Türkiye bu işe ne diyor?”
Çünkü Türkiye aklı artık sadece yön bulmuyor, dünyaya yön veriyor.

* * *
Kodlarımız Bizden, Yarınlarımız da
Ey göğü delen yazılımın,
Yüreği mühendislikte atan ülkem,
Sen artık yalnız cephede değil,
Ekranlarda, uydularda, kalplerde varsın.

Sadece savaş kazanmıyorsun artık,
Sen akılla, iradeyle bir medeniyet kuruyorsun.
Tarihten aldığın ilhamı,
Geleceğe kodluyorsun.

Kendi yıldızını kendi semasında yakan,
Sisteme sığmayan, kuralları yeniden yazan,
Gölgelere değil, hakikate yaslanan
Milletin adı sensin: TÜRKİYE.

Ve dünya artık ezberini bozuyor,
Çünkü sen yalnız yürümüyor,
Kod yazıyor, yön çiziyor, çağ kuruyorsun.


Rafet Ulutürk