Ülke Postası

Ülke Postası

Araştırmacı Yazar
[email protected]

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN DERİN DEVLET MEKANİZMASI.!

24 Mart 2018 - 14:54 - Güncelleme: 24 Mart 2018 - 17:30

Para ve gücün Efendisi olan siyonist üst akıl hiçbir zaman bizim kadar küçük Düşünmez. 100 yıllık planlar yapar ve taşeronları aracılığı ile bu planlarını devreye sokar, hiçbir zaman kendisi suya sabuna dokunmaz, tepkileri kendi üzerine toplamaz. Hiç kimse Dünya üzerinde yaşanan tüm olayların arkasında Siyonistlerin parmağı olduğunu aklına getirmez, çünkü onlara hizmet eden devasa medya kuruluşları hep perdenin önündeki taşeronları gündemde tutarak, tepkileri onların üzerine çeker.rnrnTabiri caizse, Yahudi saman altından su yürütür...rnrnLakin kimseye bildirmez...rnrnOrtadoğu tam 20 yıldır kan gölüne dönmüş durumda, oluk oluk Müslüman kanı akıyor, oluk oluk israilin taşeronluğunu yapan Terör örgütü mensuplarının kanı akıyor. Buna rağmen Siz hiç israil'in çıkıp, bu konu hakkında tek kelime dahi ettiğini Duydunuz mu..? Duymadınız, duyamazsınız da, çünkü israil hiçbir zaman kendisi konuşmaz. Söylemek istediklerini , onun taşeronluğunu yapan ülkeler ve şahıslar üzerinden duyurur. İşte siyonist üst akıl dediğimiz şey, tam olarak böyle bir şeydir, olayları organize eder, harcanacak olan bütçeyi temin eder, taşeronları devreye sokar, kendisi uzaktan sessiz sakin Olan biteni seyreder.rnrnŞimdi gelelim Türkiye Cumhuriyeti derin Devletine.rnrnBen, zaman zaman Türkiye Cumhuriyeti derinlerinden bahsettiğim zaman, bana kızan arkadaşlar oluyor "Türkiye Cumhuriyeti Devleti legal bir devlettir, asla böyle şeylere tamah etmez " diyerek şahsıma karşı tepki veriyorlar, lakin durum Hiç de öyle göründüğü gibi değil aslında.rnrnArkadaşlar yeryüzünde bulunan bütün ülkelerin mutlaka iletişim halinde olduğu bir derin yapısı vardır, derin Yapı dediğim zaman İlle de aklınıza karanlık işlerle uğraşan yapılar gelmesin, Benim bahsettiğim bu derin yapılar, ne zamanki devletin yönetim mekanizmaları düşmanlar tarafından ele geçirilmeye veyahut sekteye Uğratılmaya çalışıldığı vakit, perde arkasından devreye girer,  devletin devamlılığı için, gerek legal açıdan, gerekse illegal açıdan ne yapılması gerekiyorsa onu yapar. Ayrıca Bu yapıların bir diğer görevi ise, devletin istihbarat alanındaki eksikliğini tamamlamak ve gerektiğinde devlet yetkililerini tehlike öncesi haberdar etmektir.rnrnBu anlamda bilgilendirmektir, lakin bu işin en acı tarafı ise, yeryüzünde bulunan bütün ülkelerin sırtını dayadıkları Bu Derin yapıların hepsi, siyonist üst akıl tarafından kuşatılmış durumdadır. Hepsinin yönetimi siyonist üst aklın elindedir. Yani anlayacağınız Yahudi ne isterse ne kadar isterse o ülkenin arkasındaki derin Yapı, ülke yöneticilerine o kadar sahip çıkıyor. o kadar bilgi sunuyor...durum 15 sene öncesine kadar Türkiye'de de bu şekilde ilerliyordu.rnrnNe zaman ki 2001 yılında AK Parti, yönetimi devraldı. O saatten sonra devletin derin yapılanmasının içine sızmış olan, Kripto siyonistleri yavaş yavaş tasfiye etmek suretiyle bu yapıyı millileştirmiştir.  Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin, her alanda elde ettiği başarıların arkasında, Bu Derin yapının Rolü yadsınamayacak kadar fazladır.rnrnBakın arkadaşlar. 1980'lerde yapılacak olan bir seçim esnasında, rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın, harıl harıl seçime hazırlandığını gören bir gazeteci, biraz da Alaycı bir uslupla "Hocam.. hadi diğer partiler kazanacaklarını Bildiği için bu seçime hazırlanıyorlar. Onlarda bile Sizdeki Bu heyecan yok. Peki siz neden kaybedeceğinizi bile bile bu kadar heyecan içerisinde seçime hazırlanıyorsunuz" diye sorduğu vakit, Rahmetli Erbakan'ın o günlerde o gazeteciye; "onlar bugünleri yönetmek için Hazırlık yapıyorlar. benim ekibim ise 2000'li yılları yönetecekler.. benim hazırlığım ve heyecanım o günler için diyerek verdiği yanıt bugün bile insanların beynini yıkıyor.rnrnEvet Kıbrıs fatihi Necmettin Erbakan'da bu devletin derinlerindendi, her ne kadar onun o halisane niyeti o günlerde hissedilememiş olsa da, bugün onun geçmişte gazetecilere ve televizyoncular verdiği röportajları izlediğimiz vakit, aslında devletin bugün yaşanacaklardan, bundan tam 30 sene öncesinden Haberi olduğunu anlıyoruz.rnrnPeki Bu esnada olacakları Bile Bile devlet uyuyor mu sizce..?rnrnTabi ki hayır.rnrnDevlet aklı asla uyumaz, sadece olaylara müdahale edebilmek için uygun zamanı kollar. Tabi bu esnada arada geçen vakit içerisinde, ezilenler. Sömürülenler, hayata ve ülkesine küsenler olacaktır Elbette. Lakin bir şeyin dibe vurması için önce zirveye çıkması gerekir. Devlet aklı bunu çok iyi bilir. Bu yüzden bazen olayların büyümesine Göz göre göre izin verir. hatta hatta bazen ihanetini hissettikleri insan. Kurum, kuruluş, veyahut ülkelere son darbeyi indirebilmek için olayların önünü bile açar, bu Kural Sadece bizim ülkemiz için geçerli değildir, bütün ülkeler özellikle siyonistler bu taktiği çok fazla uygular. Halk çoğu zaman devletin her olayda güçsüz ve yetersiz kaldığını düşünse de, sonrasında yaşanan olaylar, devletin ne yapmak istediği neyi amaçladığını zamanla ortaya koyar.rnrnPeygamber Efendimizin "sizin hayır gördüklerinizde şer, şer gördüklerinizde hayır vardır" hadisi Şerif'i var ya,haa işte o esnada o hadisi şerif bu durumu özetleyen en güzel ve en bariz örnektir.rnrnBakın arkadaşlar. yıl 2001 IMF 2001 yılının başına kadar hiç durmadan Türkiye Cumhuriyeti'ne borç para vererek bu ülkenin hakimiyetini ve egemenliğini Ele geçirmeyi hedeflemişti, o dönemde yaşanan maddi ve manevi krizler nispeten de olsa IMF nin arkasındaki siyonist gücün, bunu başardığının en güzel ispatı gibiydi. Aslında durumun hiç de göründüğü gibi olmadığını sonraki yıllar ibretle onlara öğretecekti ama gün o gündü, işsizlik, toplum içerisinde yaşayan bireylerin gelir gider dengesindeki büyük fark. Adalet alanındaki büyük haksızlıklar, muhafazakar kesime uygulanan gerek sözlü, gerek yazılı, gerekse bedeni şiddet ve baskı, maddi ve manevi krizler, zirveye vurmuştu bir kere.rnrnKural belliydi zirveye vuran her şey dibe, yavaş yavaş inmeye başlayacaktı, fakat siyonistler Türkiye'yi ele geçirdiklerinden O kadar eminlerdi ki. Türkiye için bunu hiçbir şekilde ön görmüyorlardı. Onlara göre Türkiye artık avuçlarının içindeydi ve bu ülkeyi, daha önce içerisine yerleştirdikleri piyonları sayesinde istedikleri gibi şekillendirebileceklerdi en azından onlar öyle zannediyordu.rn rnrn2001 yılında IMF o güne kadar Türkiye'ye verdiği borçları alamayacağını Bile Bile, Türkiye üzerindeki baskılarını artırıp Türkiye'den borcu ödemesini talep etti. Fakat "ödeyemiyoruz" cevabını alınca da başımıza kurtarıcı olarak Kemal dervişi Musallat etti. Peki kimdi bu Kemal Derviş. Kemal Derviş siyonist üst akıl tarafından Türkiye'nin yönetimini tamamen ele geçirmek için yetiştirilmiş, siyonist üst aklın adamıydı. Fakat Türkiye denize düşmüştü bir kere. yılana sarılmak zorundaydı. O dönemde Türkiye ekonomisini düzlüğe çıkaracak olan mucize adam diye nitelendirilen Kemal Derviş'in kim olduğunu, kimler için çalıştığını hiç sorgulamadan aramıza sokmuştuk. Halk her ne kadar bu adamın kim olduğunu sorgulamasa da, Türkiye'nin derinleri Sessiz Sedasız iş başındaydı ve olaya müdahale etmek için uygun zamanı kolluyordu.rnrnrnŞunu hiçbir zaman unutmayın...rnrnTavuklar da sabahın olduğunu görürler; ama ötmezler.” Tavuklar da havanın aydınlandığını görürler, fakat seslerini çıkarmazlar. Çünkü bilirler ki sabahın olduğunu haber vermek için ötmek horozun işidir. Horoz sabahın olduğunu haber verir tavuk ise üretmeye başlar. Evet bu ülkenin üreteni üst akıl ve üst aklın seçtiği Akil insanlardır.rnrnAslında ne oldu biliyor musunuz..?rnrnMilli selamet Partisi'nin kurulmasından itibaren gizlice örgütlenen Erbakan'ın talebeleri zaman zaman üst aklın içine sızdırıldı ve o tarihe kadar Yahudiler için çalışan İttihat ve Terakki zihniyetini taşıyan üst akıl ufak. ufak Fark ettirmeden tasfiye edildi. Yerine milli iradeyi milli temsili Odak noktasına koyan yeni bir üst akıl devreye girdi. O tarihten sonra yaşananlar tamamen Erbakan hocanın yetiştirdiği üst aklın eseridir. Bu yüzden Erbakan hoca 2001 yılından tam 20 yıl önce kendinden emin bir şekilde " Benim elemanların 2000li yılların başında yönetimin başına geçecek" diye beyanat vermiştir.rnrnPeki Eğer dediğin gibiyse 28 şubat süreci bu işin neresinde dediğinizi duyar gibiyim 28 şubat süreci İttihat ve terakkiciler in üst akıldan tasfiye edilecekleri ne anladıkları an son bir ümitle saldırıya geçtikleri döneme tekabül eder o dönem milliyetçi derinleri için hem bir geçiş hem de Fetret dönemidir Fetret dönemleri daha önce de bahsettiğim gibi, haksızlığa uğrayan insan sayısının gerek maddi gerek manevi açıdan saldırıya uğrayan insan sayısının, görevden el Çektirilen insan sayısının arttığı dönemlerdir. Maksat ise bir kaos ortamı yaratılarak belirsizliğin verdiği güçle, yeniden yönetimi ele geçirme arzusudur. O dönemde İttihat ve Terakkici üst akılın yapmaya çalıştığı şey tam olarak buydu.rnrnO günlerde ortaya çıkan sonuçla başarılı olduğunuz zanneden bu insanların planladıklarını oyunlar daha sonra ellerinde patladı. Bu insanların halka yaptığı zulüm ters etki yaparak, Yeni kurulan ve ezilen, hor görülen, eziyet gören. Her anlamda sömürülen gariban halka, yeni bir umut ışığı olan AK Parti bayrağı altında toplanmasına zemin hazırladı.rnrnEvet. Tamda 2000'li yılların başında, Erbakan hocanın yetiştirdiği bu üst akıl devreye girdi ve o güne kadar devleti yeniden ele geçirmeye çalışan o eski İttihat ve Terakkici ekibi tasfiye etti. O   yıllar zor yıllardı, yanına destek almadan bu yolda zorlanacağını hisseden yeni üst akıl, devlet içinde daha önce aktif olan ve milliliğinden zerre-i miskal şüphe etmedikleri, Devlet Bahçeli'yi devreye soktu. Devlet Bahçeli o dönemde üçlü koalisyondan istifa ettirerek, koalisyon hükümetini düşürmek suretiyle öyle bir hamle yaptırdılar ki, bu hamle bugünkü yaşananların ilk temel atma töreni idi.rnrnO dönem öyle bir kaos dönemiydi ki ,o dönemde hiç kimse böyle bir şeye ihtimal vermiyordu, fakat 2000 yıldır Devleti ebedi müddet için savaşan ve son yüz yılda siyonistler tarafından ele geçirilen üst aklın, milliyetçi yeni bir üst akıl tarafından tasfiyesi ile birlikte, yönetime gelen bu YENİ DERİN EKİP, bu topraklar üzerinde Yeni bir düzen kurmak için Erdoğan'ı sahaya sürecekti.  ve o dönemde bizlere kötü olarak tanıtılan Devlet Bahçeli, o dönemin en önemli siyasi aktörü olarak tarihe geçecekti.rnrnEvet Devlet Bahçeli'nin bu hamlesiyle birlikte 3lü koalisyon hükümeti düştü ve devlet yeni bir seçime giderek ,Tayyip Erdoğan'ı devletin başına getirdi, o dönemler bu hamleden hiçbir şekilde şüphelenmeyen, siyonist üst akıl alttan doğru Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğine destek bile oldu. çünkü onlar, siyasi bir Deha olan Erbakan hocanın sahada olmasındansa, Recep Tayyip Erdoğan'ın sahada olmasını tercih ediyorlardı.rnrnAyrıca onların hesaplarına göre Erdoğan ve Erbakan tarafları arasında yaşanacak olan tartışmalar, beraberinde muhafazakar kesimin kendi arasında bölünmesini de sağlayacaktı, onların planı buydu. Bu yüzden Erdoğan'a olan desteklerini her fırsatta dile getirdiler, çünkü Erbakan Hocadansa, Erdoğan'ı yola getirmenin daha kolay olacağını düşünüyorlardı, oysaki nasıl bir sağlam kayaya çarptıklarının farkında bile değillerdi, nihayetinde Erdoğan da 16 yaşından beri Erbakan'ın yanında yetişmiş, sağlam kişiliği, dik duruşu ve muhafazakar yapısıyla onlara kök çöktürecek biriydi.  Onlar bunu fark etmediler,  alttan alt tan gerek Medya üzerinden, gerekse Avrupa ülkeleri tarafından Erdoğan'ı pohpohlayarak Erbakan'ı saf dışı ettiklerini düşünüyorlardı, onlar böyle düşünüyorlardı düşünmesine de, bizim devlet aklının düşündükleri ise bambaşkaydı.rnrnBiz Devletimiz tarafından sahneye koyulan oyunu tam olarak göremesek de, aslında devlet aklı sahnedeydi. Bu yeni üst akıl bir taraftan o dönemde siyaset arenasında bir tarafta Her anlamda donanımlı, muhafazakar, iyi niyetli, halkı düşünen siyasetçileri örgütlerken, Diğer taraftan da Devleti'nin yanında yer almaktansa, siyonist üst aklın yanında ve gücün yanında yer almayı tercih eden siyasetçileri örgütledi. Böylece halk iyiyi ve kötüyü daha net görecek. Sonuç olarak Erdoğan'a ve muhafazakar kesime olan destek ve güven günbegün artacaktı.rn rnrnArkadaşlar işte üst akıl ve DERİN DEVLET dediğimiz şey tam olarak budur, üst akıl senaryoyu yazar, oyunu kurar, siyasetçiler ise bu oyunu ustalıkla oynar.rnrnHani hep bir çoğumuzun aklında aynı soru vardır, birçoğunuz ,,Menderes'i astıran, özal'ı öldürten, Erbakan'ı nakavt ettiren, 42000 Şehit vermemize sebep olan, İttihat ve terakkicilerin yerleştirilmesiyle Siyonistleşen, ülkemizin siyonist üst aklı neden Erdoğan'a zarar veremiyor"diye düşünür dururuz ya. Evet... Erdoğan'a Şimdilik zarar veremiyorlar, çünkü Erdoğan şimdiki millileşmiş üst akıl tarafından başarısı, sadakati, zekası, muhafazakârlığı, milliliği ve cesareti göz önüne alınarak seçilmiş bu devletin Ak sakallılarından birisidir.rnrnNitekim Devlet Bahçeli de gerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 krizi ne takılan AK Parti'ye destek vererek, AK Parti adayını Devletin başına getirmesi, ile gerek başörtü krizinde AK Parti'nin meclise getirdiği yasaya destek vererek, bu sorunun ortadan kalkmasına yardımcı olarak, gerek 7 Haziran seçimlerinde CHP ve HDP nin Birlik çağrısına karşı koyup, yeni bir seçimin yapılmasına zemin hazırlayıp. AK Parti hükümetinin önünü açıp, yeniden iktidara gelmesini sağlayarak, gerek 2011 yılından bu yana Erdoğan'a ve ülkemize yapılan tüm saldırılarda devletin arkasında dimdik durarak, gerekse suriye meselesinde birebir öncü olarak, bugün Türkiye'nin dünya gündemini belirleyen bir ülke haline gelmesinde büyük katkıları olmuştur. Bu bağlamda kendisinin de devletin Ak sakallıların dan biri olduğunu açıkça görmekteyiz.rnrnArkadaşlar devletin üst aklı, her yüzyılda bir, bir lider belirler...Ve o Lider üzerinden o toplumu siyasi, ticari ve dini açıdan organize eder.. 1800'lü yılların lideri Abdülhamid Han Hazretleri idi. 1900'lü yılların lideri M.K. Atatürk'dur. 2000'li yılların lideri ise Recep Tayyip erdoğan'dır. Şunu herkes iyi bilsin ki, devlet aklı hiçbir zaman bizim beyinlerimizin tasavvur edemeyeceği planlar organize eder, devreye sokar.  Bu yüzden en ümitsiz olduğumuz anlarda dahi devletimize güvenelim.rnrn1800'lü yıllarda nasıl ki Abdülhamit Han hazretleri bastonunu Akdeniz'e soktuğu vakit okyanuslar karışırdı. Bu gün ise Recep Tayyip Erdoğan elini nereye uzatsa, oradaki düzen karışıyor ve şu anda Erdoğan elini ortadoğu'ya uzattı. Siyonistlerin 100 yıllık planları karıştı alt üst oldu. Bu yüzden Hedefte Erdoğan var. Bu yüzden ona diktatör diyorlar. Evet Erdoğan Onlara göre diktatör, çünkü onların 100 Yıllık planlarına baş kaldırdı.rnrnişte Tamda Bu sebeple siyonist üst akıl, kendi yetiştirip büyüttüğü fetö terör örgütü ile 15 Temmuz gecesi, arkasına eski İttihat ve Terakki zihniyetinin de desteğini alarak bu gidişata bir dur demek istedi. anlaşmanın şartları belliydi, o gece elde edilecek sonuca göre Yahudiler topraklarımızı. İttihat ve terakkiciler eskiden olduğu gibi yönetimimizi, Feto terör örgütü ise İslam dünyasının yönetimini ele geçirecekti. Nihayetinde kazanacak olan ise Yahudiler olacaktı. Fakat Rabbime binlerce şükürler olsun ki, Rabbim İslamın son kalesi ve tek kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti sancağının yere düşürülmesine izin vermedi. O gece hem bu aziz millet, hem de derinlerimiz olayı Son anda fark edip, tehlikeyi bertaraf ederek bu toprakları ve bu toprakların gerçek sahiplerine ait yönetim hakkına bir kez daha sahip çıkmıştır. herkes şunu yazsın bir kenara...Bir devletin arkasındaki derin devleti ne kadar muhafazakar. Milli, ve de güçlü ise o devletin halkı da o kadar muhafazakar, milli ve güçlü olur.rnrnFiravundan nefret etmek yetmez.rnrnHer durumda Musa'nın yanında dimdik durmak gerek...rnrn 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Serkan Sönmez
    5 yıl önce
    Eskinin Fetö ve Erdoğan sevicisi.. şimdi de Erdoğan sloganları.. böyle bir üst akıl zaten var da Erdoğanı yanlı bir şekilde ak pak yapmak ve Erbakan Hoca'nın bunlar siyonist uşakları diye serzenişlerinden bahsetmemek hangi akla hizmet onu de hele bacım :)