Firuz Türker

Firuz Türker

Araştırmacı Yazar
[email protected]

UYUŞTURUCUYA KARŞI SAVAŞ BİR ULUSAL SORUNDUR?

18 Ocak 2018 - 21:47

Emperyalistler Çin gibi koskoca bir ülkeyi uzun yıllar uyuşturucu sayesinde sömürebildiler. Milyarlık nüfusu ve geniş toprakları ile Asya kıtasının ve de hatta dünyanın en büyük ülkesi olan Çin'de uyuşturucu kullanımı çok yaygındı. Batılılar, Çinlilerin bu zayıflığını çok iyi kullandılar. Uyuşturucu kullanımını teşvik ettiler ve daha da yaygınlaştırılmasını sağladılar.rnrnİngilizler Çin'den aldıkları çayı Hindistan'da , oradan aldıkları afyonu da Çin'de satıyorlardı. Durumun vahametini fark eden imparator Tao-kuang afyon ticaretini yasakladı ve Kanton'da İngiliz tüccarlara ait büyük bir parti afyona el koyarak imha etti. Bunun üzerine Çin'e savaş ilan eden İngiltere silah teknolojisi üstünlüğü sayesinde Çin'i yendi ve işgal ederek sömürgeleştirdi. 1839 dan 1842 ye kadar süren bu savaşlar, 'Afyon Savaşları' olarak adlandırılır. İkinci afyon savaşları ise 1856-1860 arasında olmuş ve Çin'e çok daha ağır bir mağlubiyet ve ağır koşullar getirmiştir. Günümüz Çin'inde uyuşturucu ticaretinin cezası bu yüzden idamdır.rnrnEmperyalizm, sömürgeleştirdiği ülkelerin her şekilde iliğini kanını emmiştir. O ülke insanlarının ne çektiği hiç umurunda değildir. Afrikalıları köleleştirmiş, Amerikan tarım plantonlarında çalıştırmıştır. Günümüzde ise organ ticaretinden tutun da her türlü uyuşturucu ve silah ticaretine, kadın ve çocuk ticaretine varıncaya kadar her türlü pis işte parmakları var. Devletlerin 'uygar' görünmek için bunları yasaklamış olması bir şeyi değiştirmiyor. Bu işler yine sürüyor. Yani görünüşte yasak ama el altından yapılıyor ve devletler de payını alıyor.rnrnBen asıl konu olan uyuşturucuya döneyim. Uyuşturucu maddelerin iki türlü ticareti var. Bunların hammaddesinin üretildiği ülkelerden batılı ülkelere hammadde götürülmesi ve bunların işlenerek sentetik uyuşturucularla birlikte yeniden bu ülkelere transferi. Böylece çift yönlü kar sağlanıyor.rnrnTürkiye uyuşturucu trafiğinin tam ortasında bir ülkedir. Türkiye'nin sürekli istikrarsızlık içinde bulunmasına bu yüzden ihtiyaç hissediliyor. PKK sı, DEAŞ ı, FETÖ sü, son son 'sınır güvenliği ordusu' onun için tasarlanıyor, bu istikrarsızlaştırmaya aparat olarak kullanılıyor. Bu örgütler de bu ticaretten sus payı alıyorlar. Dolayısıyla Ortadoğu'nun kaos içinde olması bu ticareti kolaylaştırıyor. Yani mesele sadece doğal kaynakların sömürülmesinden ibaret değil.rnrnTürkiye Cumhuriyeti devleti son yıllarda uyuşturucuya karşı amansız bir savaş açtı. Türkiye'ye düşmanlıklarının önemli bir sebebi de bu. Ama Türkiye'yi bunu söyleyerek kötüleyemiyorlar. Onun yerine demokrasisizlikle, tek adamcılıkla, geçimsizlikle, 'İslami' teröre destek vermekle falan suçlayarak yıpratmaya çalışıyorlar. Kendi ülkelerinde Türkiye'yi suçlamaya imkan sağlayacak düzmece davalar açıyorlar.rnOnların öfkesini çeken en önemli nedenlerden biri de Türkiye'nin uyuşturucuya karşı açtığı savaştır. TV lerde yakalanan uyuşturucu maddeler ve failleri haberleri ne kadar çok arttı dikkatinizi çekiyor mu?rnrnBu yüzden bu işin başındaki adam, Süleyman Soylu şimdi hedef tahtasına konulmuştur. Kızı ile ilgili DHKP-C nin kaç kez tehdit oluşturduğunu kendisi açıklamıştı. Demiş ki; 'Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman ayağını kırın'. Bunu söyledi diye 'otoriterlik' masallarına malzeme yapıldı. Bu 'otoriter' devlet darbeye kalkışanları bile yakalayıp mahkemeye sevk ediyor. .Az bile söylemiş; 'kafasını gözünü kırın' demeliydi.rnrnUyuşturucu konusu işte bu kadar önemli bir konu. Ve bizim ülkemizin başında büyük bir beladır. Yine bakan Soylu'nun söylediğine göre bu suçtan tutuklu 50 bin kişi varmış. FETÖ den tutuklular da 50 bin kişi. İşin vahametine bakar mısınız?

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum