Evlilik Kavramı Şekil mi Değişti...?

Artık evlenenip ayrılmalar sanki moda olmuş

Evlilik Kavramı Şekil mi Değişti...?
04 Kasım 2016 - 19:47 - Güncelleme: 19 Mart 2018 - 20:48

Artık evlenenip ayrılmalar sanki moda olmuş. 10 yılı aşan bir evlilik mucize olarak görünür olmaya başladı peki neden bu hale düştük.
Birinci ve ikinci kuşak evlilikler arasındaki farklar ne ...?
Birinci kuşak evlilikleri daha çok görücü usulüne dayalı evlilikler di ... Köyünden veya tanıdıkları vesilesiyle oluşan evlilikler....
Gelenekleri, örfleri, aile yapısı adetleri her aynı olan bir evlilik türü....Dişardan kız alınmayan ve dışarı kız verilmeyen türünde evlilikler.
Büyüklerin beğenmesiyle ve onaylamasıyla ilk adim atılır ve uygun görüldüğünde isteme ve yuva kurma hazırlıkları başlardı. Evlilikte
Kadın üstüne düşen görevi ve erkek de üstüne düşen görevleri yerine getiriyordu. Sabir, saygı, güven, olgunluk bir birlerine anlayış ve her iki aileye karşı saygınlık ve bir nevi büyükler ne der korkusu vardı. Yaşanan tatsızlıklar anne babaya yansıtılmadan kendi aralarında çözülüyordu. Kadında her zaman sabırlı ve alttan alan oluyordu ve yuvasını koruyandı. Erkek ise her ne kadar ben haklıyım davası güdsede onunda boynu bükükdü  kendi büyüklerine karşı bir saygınlıkları vardı. Bir tartışmada büyük sesler çıkarmadan aile içinde çözüm arayışları aranıyor ve kendileri hallediyordu sorunlarını büyüklerin haberi olmadan.
ikinci kuşak evlilikler ile birinci kuşak arasındaki evlilik farkı ne ...???
İkinci kuşak evliliklerde gençler kendileri belirdiği eşlerle evleniyorlar.. Örfler, gelenekler, görenekler, aile yapısı göz ardı edilerek seçimler yapılıyor.
Sadece gönül sevdi evlenelim hesabını güderek yola çıkılıyor.Bir zaman sonra aileler arası fikir anlaşmazlıkları çıkıyor, farklı gelenekler, farklı örfler ve farklı aile yapıları. Gelin damat in tarafına uyum sağlamakta zorlandığı gibi damatta gelinin tarafına uyum sağlamakta zorlanıyor. Bir birlerini tanıma süresi evlendikten sonra başlıyor ve tanımaya çalıştıkca da fikir ayrılıkları baş gösteriyor, bu sefer bu zorluklar evliliğe yansımaya başlıyor.
Büyük bir aşkla yapılan evlilik başlıyor sen böylesin ben böyleyim kavgalarına ve aralarındaki saygı sevgi yavaş yavaş tükendiği için her kavga aile büyüklerine yansıyor buda büyüklerinde bu olaya karışmasına neden olduğu için her kafadan başlıyor akıl vermeler nasihatlar.
Yuva kurulmasına kuruluyor  büyük emekler sarf ederek mutluluk için atılacak adım için her şeyi feda ederek ama sonrası devamını getirmektir evlilik.....
Burda iki tarafta ben haklıyım davası güttüğünden iki tarafta sesini yükseltiyor ve en büyük kavga bu şekilde çıkıyor. Oysaki her kavgada olduğu gibi biri öfkeyle çıkış yapmışsa karşı taraf sakin bir şekilde o kişinin sakinleşmesini beklemesini bilmeli. Ortam sakinleşince ne için yapılmışsa tartışma masaya yatırılmalı laflar sözler havada uçuşmadan ortak bir yol çözüm arayışı bulunmalı....
Birinci kuşakta kadın evinde önemli bir rol oynuyordu en başta evinin hizmetçisi çocuklarının annesi eşinin hayat arkadaşı görevini üstelendikleri için herkes yerini ve görevini biliyordu. İkinci kuşak ise çok farklı bir çoğunda ikisi de çalışıyor ikisi de eve ekmek getiriyor dolayısıyla ikisi de söz hakkına sahip ve hakkını aramak için olmadık tartışmalara neden oluyor. Kadın iş ve evi birlikte yürütemem zorluğunu yaşarken erkek ise ev işi senin vazifen diyerek bir çoğu eşine yardım konusunda geri planda kalıyor.Kadın yorgunluğunu ve stresini atamadığı için gerginliklerin baş göstermesine neden oluyor. Her ikisi de emekçi ve her ikisi de haftanın yorgunluğunu atma derdinde ama kadın bu stresi daha çok yaşadığı için daha agresif ve daha saldırgan oluyor. Burda bir erkeğin sabrının ne kadar dayanıklı olabileceği de söz konusu . Birinci kuşakta Kadın sabır gösteren iken ikinci kuşakta ise Erkeklerin sabır göstermesi ve anlayışla yanaşması beklenmekte.

Evlilikte kibir olmaz, ben daha iyisini biliyorum olmaz. Her iki tarafında fikri önemlidir ve ortak bir noktada kararlar verilmeli. İkinci kuşak evliliklerin daha güçlü olabilmesi için eşlerin bir birlerine dahada çok zaman ayırmaları gerekli ve bir birlerine karşı dahada anlayışla yanaşmaları gerekli. Sabırlı ve her zaman alttan alan biri olma vazifesini üstlenmeli . Haksız olamayı yeğlerim her zaman yeter ki çocuğumun psikolojisi bir yuvanın yıkılmasıyla alt üst olmasın diyerek nerede susacağını da bilmeli insan. Asil evlilik süresi evlendiğinden 2 sene sonra başlar. çünkü ilk iki sene her şey toz pembedir  asıl görmen gerekenleri sonradan görmeye başlarsın ve eşinin huyunu anlamaya çalışırsın.
Ve en büyük yardımcımız ise evlilikte içimizdeki sabır kavramının yerini oturtmaktır. Her zaman sabırla anlayışla, sevgiyle, saygıyla  eşine yanaşmalısın. Boşanmak ise asıl sorumluluklardan kaçmaktır ve geleceğin için yatırım yaptığın çocuğuna en büyük darbeyi vurmaktır .Bencilliktir sadece kendini düşünmektir boşanmak çözüm yollarını kapatıp tek bir noktaya bakmaktır boşanma yolları....

Saygıyla selamlıyorum..


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum